Allah'ın kendilerine verdiği emanetleri çarçur edip bozuk para gibi harcamaya kalkışmaz onlar. Allah'ın kendilerine emanet olarak verdiği kitaplarıyla yakından tanışırlar, o kitap rehberliğinde bir hayata yönelirler. Allah'ın kendilerine emanet olarak gönderdiği peygamberlerinin sünnetini yakından tanıyarak onun örnekliğinde bir hayata yönelirler.
Tabii evvela Rabbimize ezelde verdiğimiz ahitlerimize riayet etmek zorundayız. Allah ahdine riayet etmeyenlerin insanların ahitlerine riayet etmeleri mümkün değildir. Evet, önce Allah ahitlerine riayet ederler, ona sadık kalırlar, sonra da insanlara verdikleri ahitlerine, taahhütlerine sadık davranırlar onlar. Ahitleri, sözleri İslâm'a zıtsa hemen vazgeçerler, değilse ne pahasına olursa olsun verdikleri sözlerinden dönmezler.
"Onlar emanetlerini ve sözlerini yerine getirirler." (Müminun, 23/8)
O müminler emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler. Emanetlere ve verdikleri sözlerine, randevularına sadık davranırlar. Allah'ın emanetlerine, Allah'a ve insanlara verdikleri sözlerine riayet ederler.
Emanet olarak gerek Allah emanetini, gerekse kulların emanetini emanet bilirler. Emaneti emanetin sahibinin istediği gibi kullanırlar. Emanetle ilişkilerini, emanetin sahibinin istediği şekilde ayarlarlar. Allah emanet olarak kendilerine ne vermişse. Din mi verdi? Kitap mı verdi? Peygamber mi verdi? Akıl mı verdi? Sıhhat mı verdi? Zaman mı verdi? Mal mülk, fırsat imkân mı verdi? Ev, araba, arsa mı verdi? Evlât mı verdi? Hanım mı verdi? Veya din mi gönderdi? Kitap, peygamber mi gönderdi? İrade mi verdi emanet olarak? Namaz mı? Oruç mu? Abdest mi? Namus mu? İffet mi? Hac mı? Arafa mı? Bayram mı? Cuma mı? Bunların tümünü emanetin sahibinin razı olduğu yerlerde kullanarak emanetlerini yerine getirirler onlar
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız