Bu Ramazan'ı Ömrümüzün Son Ramazan'ı Bilelim , Abdullah Büyük
Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Bu Ramazan'ı Ömrümüzün Son Ramazan'ı Bilelim

  • 28 Åžubat 2024
  • 377 Görüntülenme
  • 495. Sayı / 2024 Mart



Oruç, bıçaksız bir ameliyattır. Öyle bir ameliyat ki vücudumuzun bazı uzuvları için değil, tüm vücudumuz, tepeden tırnağa ameliyattan geçecektir. Dikişsiz, kansız, ağrısız ve parasız bir ameliyat. Şu gerçeği itirazsız kabul etmek gerekir, o da, Rabbimiz, biz insanlar için oruç tedavisinden daha üstün bir tedavi yöntemi göndermemiştir.

Ramazanı gönlüne buyur eden her mümin, bunun bir misafirlik değil, bir yaşam tarzı olduğunun bilincinde olmalıdır. Bu bilinç hali insana, bu nadide zaman dilimini nasıl değerlendirirse ahiri bayram olan bir ömrü yaşayacağını öğretir. Bu bilinçten yoksun olarak karşılanacak bir Ramazan ve sadece bu ayda tutulan bir oruç, insanı çokta fazla kamalata erdirmeyecektir.

Dinimizde tefekkür yani düşünmek en büyük ibadetlerdendir. Tüm insanlık için hidayet kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, düşünmeyenleri, aklını kullanmayanları hayvanlar kategorisinde ele alır. Düşünülmeden yapılan her türlü iş, hareket, eylem, amel bir nevi taklit edilerek yapılan şeylere benzer. Sizlere bu mesajımızda Ramazan Ayının üzerinde düşünülmesi gereken bazı yönlerine dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bunlardan birisi, Ramazan ayına adeta hazırlık yapmış olduğumuz halde iştirak ediyoruz. Yani alt yapısını oluşturarak Ramazan ayına " Ehlen ve sehlen: Hoş geldin, safalar getirdin, diyerek kavuşuyoruz. Hatırlarsak, Receb Ayı Allah'ın ayı idi. O ayda Rabbimizle ve bize gönderdiği Kur'an ile kendimizi gözden geçirdik. Kulluk kimliğimizi mercek altına aldık. Yanlışlarımızı, doğrularımızı, hata ve sevaplarımızı bir bir gözden geçirdik. Rabbimiz ile aramızda olmaması gereken en küçük olumsuzlukları Receb ayında tövbe ve istiğfarlarımızla hallettik.

Daha sonra Şaban Ayı geldi. Peygamberimize tahsis edilen bu güzel ayda ise, efendimizle, sünnetleriyle, hadisleriyle hayatımızı test etmeye çalıştık. Resul ve Mümin ilişkisinin nasıl olacağını, Peygamberimizin risalet kimliğini, yetkilerini, Kur'an'daki statüsünü, yerini öğrenmeye çalıştık. Herhangi bir hataya düşmemek için Efendimizi doğru ve sağlıklı bilgilerle öğrenmeye çalıştık.

Ve şimdi sırada Ramazan ayı var. Görülüyor ki paldır küldür tavırlar sergileyerek Ramazan ayına girmek bu ümmete yakışmıyor. Hamdolsun, yüzümüzün akı ile Ramazan ayına "merhaba" deyip, elimize tutuşturulacak Allah Kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i, hayat kitabımız olarak görecek ve ölünceye kadar çizdiği rotadan ayrılmayacağız.

Ramazan ayının bir başka yönü, bu ayda yapılan nafile ibadetler, diğer aylarda yapılan farz ibadetlere denk olmasıdır. Bitmedi, yine bu ayda yapılacak farz olan bir amel, hizmet, diğer aylardaki farzların yetmiş katı olmaktadır. Bu büyük müjdenin ve nimetin gölgesine sığınmaktan başka ne yapılabilir ki?

Ramazan ayının nimetlerini, bereketlerini saymakla bitiremeyiz. Ancak özet olarak bir başka güzelliğine dikkatinizi çekmek isterim. Küçüklüğümüzden beridir dinleye dinleye ezberlediğimiz bir hadis vardır." Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu ise cehennemden kurtuluştur."

Bu müjde dolu hadisi şerifi hikmetiyle, sır ve müjdesiyle şöyle anlayabiliriz. Ramazan ayı üç bölümde ele alınıp incelenir

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

495. Sayı Mart 2024