İslam Ahlakı, insanın yalnızca vicdanına hitap eden soyut bir ahlak sistemi değildir. İslam ahlakını inanç ve ibadetler olmadan yalnızca vicdani bir tatmin, örfi, nezaket ve adab kurallarından ibaret görmek mümkün değildir. İslam ahlakı teorik, pratik ve dinamik canlı esaslar üzerine bina edilmiştir. Bundan dolayı İslam Ahlakının inanç ve ibadet esaslarını, ahlaki ilkelerini uygulayacak topluluklara ve mekânlara zaruri olarak ihtiyaç duyulmaktadır.
Camilerin ve mescitlerin ahlak eğitimindeki yeri ve gerekliliği tartışmasız çok önemli bir yere haizdir. Şöyle ki camiler ve mescitler; İslam ahlakının hem kaynağı hem öğretildiği hem de uygulandığı en seçkin mekânlardan olmuştur. Hz. peygamber (sav) ashabını Kur'an'ın esasları çerçevesinde mescid-i nebide eğitmeye başlamış, teorik ve pratik ilk uygulamaları burada vermiş, altın nesli burada oluşturmuştur.
Ahlak nazariyelerinin tümü dine dayanır ve prensip olarak da ahlak din olmadan var olamaz. İslâm ahlakının temel kaynağı Kur'an ve Sünnet'tir. Bunların yanında insanın yaratılışından itibaren kendisinde var olan fıtrat ve akıl da ahlakın kaynakları arasında sayılmıştır. İcmâ, kıyas, örf ve resmi otorite de akıl ve vahiy çerçevesinde ahlaki esasları tertip etme, uygulama ve bunların müeyyidelerinde yetkili kılınmışlardır.
İlk insandan bu yana fertler ve toplumlar bazında doğru-yanlış, ahlak hep var olagelmiştir. Peygamberler ve kitapların gönderiliş gayeleri de dini- ahlaki prensipler ortaya koymak ve bozulan bu fıtri ahlakı ıslah etmektir. Hz. Peygamber(sav)' in gönderiliş gayelerinden birisi de bozulmuş ahlakı ıslah etmek ve tamamlamak olmuştur."Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." (Müsned, c.II,s. 381)
İslam ahlakını Hz. Peygamber(sav)'siz düşünmek mümkün değildir. Kur'an'ın "Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.", (Kalem, 68/4) "Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.", (Ahzab 33/21) şeklindeki ayetleri ile Hz. Peygamber(sav)'in "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." (Müsned, c.II,s. 381) ve Hz. Aişe'nin, ashabın Rasululah'ın ahlakını sormaları üzerine "Siz Kur'an okumaz mısınız? O'nun ahlakı Kur'an'dı." (Müslim, "Munafikin",139) şeklindeki sözleri, İslam ahlakını Hz. Peygamber(sav)'siz düşünülemeyeceğini göstermektedir.
Kur'an, Ahlakın temel prensip ve ilkelerini belirlerken, bunların detaylarını ve Kur'an da bulunmayan kısımlarının düzenlemesini, uygulanmasını Hz. Peygamber(sav)' e tevdi etmiştir. Kur'an ve sünnette va'z edilmeyen gerekli düzenlemeleri de örf, adet, gelenek çerçevesinde mevcut otoriteye bırakmıştır. İslâm'ın temel prensiplerine aykırı bir eylem olmadığı müddetçe de her türlü fiil mubah sayılmış ve konuda geniş bir alan bırakmıştır
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız