Müslüman dava adamları için ahlâk erzak gibi kabul edilmiştir. Ahlâk hem ferd, hem de cemiyet için hayati bir değerdir. İnsanı bencillikten, nefsanîlikten ve hayvanlaşmaktan kurtarır. Ahlâk insanı çelik bir şahsiyet abidesi haline getirir. Dinde dava adamlarının hayatları imanla başlar ahlâkla da devam eder. Ahlâkı devre dışı bırakan er veya geç bir yerlerde döner imanına ihanet eder.
İmanın dışa yansıyan amel boyutu, genel olarak ibadetler, ahlâkî davranışlar ve hukuki ilişkiler şeklinde kişinin hayatında yer alır. Dolayısıyla imanı bütün bir mümin için, ahlâkî davranışlar imanın fizyolojik (dış) boyutlarından birisidir.
Bil ki; Kur'an-ı Kerim'in en önemli vazgeçilmez, vazgeçilemez davalarından birisi de ahlâk davasıdır. Büyük davalar sağlam karakterli ve sağlam ahlâklı adanmış insanların omuzlarında zafere ulaşırlar. Dinde dava adamlarının imandan sonraki ilk meseleleri ahlâktır. "Benim dinim var, ahlâk'a ihtiyacım yok" diyorsanız, bilin ki bu durumda siz de dininizi inkâr edenlerden olmuşsunuz.
Müslüman dava adamları için ahlâk erzak gibi kabul edilmiştir. Ahlâk hem ferd, hem de cemiyet için hayati bir değerdir. İnsanı bencillikten, nefsanîlikten ve hayvanlaşmaktan kurtarır. Ahlâk insanı çelik bir şahsiyet abidesi haline getirir. Dinde dava adamlarının hayatları imanla başlar ahlâkla da devam eder. Ahlâkı devre dışı bırakan er veya geç bir yerlerde döner imanına ihanet eder.
Kur'an'ın ebedi derslerinden birisi de ahlâk dersidir. Kur'an'ın ahlâk dersi, insan olma ve insan kalma dersidir. Kur'an, insanın eğitiminde fıtratı merkeze almaktadır. Çünkü fıtri psikolojimizde ahlaki değerleri içermeye hazır bir potansiyel daima vardır. Bundan ötürüdür ki, Kur'an-ı Kerim'de insanın halkedilmesi/yaratılması ta'limü'l Kur'an'dan sonra gündeme gelmiştir. (Bkz.Rahman, 55/2-3) Kur'an daima kesintisiz bir şekilde iman dersi ile birlikte insana ahlâk dersinide verir. Kur'an insanı eşkıya değil evliya yapar.
Kur'an'ın ahlâk dersi; bir iyilikler ve güzellikler dersidir. Kur'an'ın insanoğluna iletilme gerekçesini öğrenmeden, ondaki ahlakî ödevleri bilmeden Kur'an'ın istediği ahlaklı bir ferd, aile ve cemiyet olmak mümkün değildir. Tarih boyunca Müslümanlar tarafından ahlâk konusuna gösterilen teveccühte İslâm'ın temel kaynağı olan Kur'an'ın konu ve hedef olarak ahlâka hayati bir ders olarak yer vermesinin payı büyüktür. Öncelikli olarak Kur'an'ın ebedi derslerinden biri olan ahlâk, insanın ıslahı amacıyla Kur'an'ın maksatları arasında yer almaktadır. Dindarlıkta ahlâkı seçmeli ders haline getirenler, Müslümanlıklarından önce insanlıklarını tartışmaya açanlardır.
Müslümanların kendi hayatlarında ahlâkı vazgeçilemez hale getirmeleri, insanlıklarını ve Müslümanlıklarını garantiye almalarıdır. İslâm dini, Müslüman kimliğini inancın amelle birlikteliği üzerine kurmayı amaçladığı için ahlâk meselesine önem vermiştir. Mesele, Kur'an merkezli olarak incelendiğinde -diğer konularda olduğu gibi- Kur'an'da ahlâk konusunun sistematik olarak yer almadığı görülür. Bununla birlikte ahlâk, ilahi kitabın en temel konuları arasındadır. Bu bağlamda Kur'an ve sünnetin ahlâkî prensiplerinden neşet eden önemli bir birikim oluşmuştur. el-Mâverdî'nin (ra) "Edebü'd-dünyâve'd-dîn", et-Tabersî'nin (rh.a) "Mekârimü'l-ahlâk", İbn Hazm'ın (ra) "el-Ahlâk ve's-siyer" alanın önemli eserleri arasında yer almaktadır.
Ahlâk; tabiat, huy, seciyye anlamındaki hulk kelimesinin çoğuludur. Halk, insanın fiziksel yönü için kullanılırken hulk, manevi yönü için kullanılmıştır. (Bkz.İbn Manzûr, Ebü'l-Fazl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem b. Alî b. Ahmed el-Ensârî er-Rüveyfî. Lisânü'l-?Arab, (Kahire: Dârü'l-meârif, h.1119), 2/1244-1245 ) Isfahânî(ra) de, hulk ve halk sözcüklerinin temelde aynı anlamda olduğunu ifade ederek aralarındaki ayrıma dikkat çekmektedir. Bu ayrıma göre halk, basarla yani çıplak gözle algılanan şekillere tahsis edilmişken hulk, basiretle idrak edilebilen huylara tahsis edilmiştir. Ahlâk kendiliğinden sadır olan bir hal olması ile ğarize olarak da adlandırılır. İnsanın çabasına bağlı olan ahlâkî yönü ise mükteseb olarak adlandırılmıştır. (Bkz.Râgıb el-İsfahânî, ez-Zerî?a ilâ mekârimi'ş-şerî?a, Thk. Ebu Yezid Ebu Zeyd el-Acmi, (Kahire: Darü's-selâm 2007), 96 )
Ahlâk, çeşitli boyutlarıyla Kur'an'ın gerçekleştirmeyi hedeflediği küllî maksatları arasında yer almaktadır. İtikadî ıslah, itikadın tevhide dayalı olarak düzeltilmesi ile vicdanî ıslah ise ibadet ve ahlâkî güzelliklere riayet ve ahlâkî çirkinliklerden kaçınmakla gerçekleşir. Toplumsal ıslah ise fert fert gerçekleşecek ıslaha insan ilişkilerindeki ıslahın dâhil edilmesiyle mümkün olur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız