Takva, mümin kulun vahyi ile hayatına format atmasıdır. Takva, Kur'an-ı Kerim'i rehber edinmenin, Kur'an'dan istifade etmenin imandan sonraki ilk şarttır. Kur'an bütün insanlar için hidayettir. Ama Kur'an'ı Allah'ın muradına göre anlamak ve hidayetinden istifa etmek için takva şarttır.
Takva, Allah'ın koruması altına girmek demektir. Takva, Allah'la yol bulmak demektir. Yolunu Allah'la bulmak, Allah'a sorarak, Allah'a danışarak yol bulmak demektir. Allah'ın kitabı rehberliğinde yürümek, kitap kaynaklı bir hayat yaşamak demektir. Takvâ; Mümin insanın üstüne gök düşse, ayaklarının altından yer kaysa bile Rasûlüllah (sav)'in örnekliğinden ve önderliğinden vaz geçmemesidir.
Allah'ın arzında Allah'a karşı yapılan bütün ibadetlerden umulan birinci maksat takvalı olabilmektir. Mesela oruç farz olan bir ibadettir. Bu ibadeti ihya etmenin neticesinde umulan kulun takvaya ulaşması ve takvalı olmasıdır. Allah-û Teâlâ buyuruyor: "Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki takva sahibi olursunuz." (Bakara, 2/183) Oruç ibadeti, bize Allah'ı hatırlatır. Allah'ın hududunda sabretmeyi öğretir. Bu durum da bizi takvaya ulaştırır.
Allah'ı tanımak ve O'nun kıyamete kadar değişmez hudutlarında teyakkuz halinde bulunmak, takvanın tâ kendisidir. Takva; din adına, iman adına mekân ve zaman gözetmeksizin sipere girmektir. Dinin, imanın daimi cephe insanı olmaktır.
Takva, Kur'an-ı Kerim'in mihver kavramlarının en önemlilerinden birisidir. Altmış üç surede iki yüz otuz yedi ayette iki yüz elli sekiz defa geçmesi onun bu önemini daha da netleştirmektedir. Bu kullanımların hepsinin siyâk ve sibâklarıyla incelenip tam olarak ortaya konulmasının oldukça zor olduğu açıktır. Takva, Kur'an'ın hangi ayetinde geçmişse o ayete göre bir mana kazanır. Takva mana ve mahiyet itibariyle çok yanlı ve çok yönlü bir kavramdır.
Takva dinin âmir meselelerindendir. Takva'nın muallimi Hz. Muhammed (sav)'dir. Sahabelere takvayı öğreten Hz. Muhammed (sav)'dir. Dolaysıyla sahabenin takva anlayışı ümmet vazgeçilmezidir. "Sahabelerden Ömer b. el-Hattab (ra), Übeyy b. Kab (ra)'a takva'nın ne demek olduğunu sormuş, Übeyy b. Kab da: Sen hiç dikenli yola girdin mi? sorusuyla karşılık vermiştir. Hz. Ömer: Girdim, cevabını verince: Ne yaptın? diye tekrar soru yöneltmiştir. Hz. Ömer: Paçalarımı sıvadım ve kendimi korudum, deyince Übeyy b. Kab: İşte takva'nın manası budur, demiştir." (el-Kurtubî, EbûAbdillah Muhammed b. Ahmed b.EbîBekr b. Ferh, el-Câmi' liAhkâmi'l-Kur'ân, I-XX, tah. SâlimMustafâ el-Bedrî, Dâru'l-Kütübi'l-?İlmiyye, Beyrût, 1424/ 2004, I, 114; İbnKesîr, Ebû'l-Fidâİmâmüddînİsmâ?îl b. Şihâbiddîn Ömer b. Kesîr b. Dav' el-Kaysî el Kureşî el-Busrâvîed-Dımeşkî eş-Şafiî, Tefsîru'l-Kur'âni'l-?Azîm, I-VIII, tah. Sâmî b. Muhammed es-Selâme, Dâru't-Tayyibe, Riyâd, 1418/ 1997, I, 40)
Sahabenin bu tarifine göre takva; doğumla başlayıp ölümle neticelenen ömür serüvenimizde imanımızı şirk, küfür, tuğyan dikenleriyle kanatmadan hayatımızı haramlarla kirletmeden Allah'a gidebilmektir.
Takva kavramı bütün kavramlar gibi çift yönlü bir kavramdır. Dolayısıyla kavram hem ulûhiyet hem de ubûbiyyet açısından değerlendirilebilir. Yani Allah'a nispetle, Allah'tan kula doğru düşünüldüğünde kavramın anlamı "korumak, muhafaza etmek, himaye altına almak"; kula nispetle kuldan Allah'a doğru düşünüldüğünde ise kavramın anlamı "sakınmak, çekinmek, O'na karşı sorumluluk sahibi olmak, koruması altına girmeyi ummak, muhafazasını talep etmek" manasında olur.
Takva, mümin kulun vahyi ile hayatına format atmasıdır. Takva, Kur'an-ı Kerim'i rehber edinmenin, Kur'an'dan istifade etmenin imandan sonraki ilk şarttır. Kur'an bütün insanlar için hidayettir. Ama Kur'an'ı Allah'ın muradına göre anlamak ve hidayetinden istifa etmek için takva şarttır. Allah-û Teâlâ buyuruyor:
"Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Mutattakiler/Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir." (Bakara, 2/2)
Takva Sünnetullah'ın hidayet yasasıdır. Allah'ın hidayeti olan Kur'an'dan istifade etmenin imandan sonra bir şartı vardır; o da muttaki olmaktır. Kişi ne kadar âlim olursa olsun, takvası yoksa Kur'an'dan istifade edemez. Ehl-i iman için takva, Kur'an'dan istifade etme sürecidir. Takva, vikâye mastarından türemiş bir kelimedir. Vikâye korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek anlamlarına gelir.Takvanın aslı ittikadır."İttikâ ve onun ismi olan takva, lügat itibariyle kuvvetli bir himayeye girmek, kendini muhafaza altına almak, demek olur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız