Kardeşliğin İhyâsı , Osman Nuri Topbaş
Sayı : 510   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri TopbaÅŸ

Kardeşliğin İhyâsı

  • 31 Mayıs 2025
  • 21 Görüntülenme
  • 510. Sayı / 2025 Haziran



Kardeşlik cevherini muhafaza etmek; onu şefkat, merhamet, nezâket ve mesuliyet şuuruyla yaşamaya bağlıdır. Bu hususta ihmâl ve gaflet göstermek, müminlerin arasını bozmak için fırsat kollayan şeytana kapı aralamaktır. Bu fırsatı yakalayan şeytan ise, müminlerin nefsâniyetlerini tahrik ederek birbirlerine darılmalarını teminde gecikmez.

Rabbimiz; müminlerin, birbirini yıkayan iki el gibi olmalarını arzu buyurmaktadır. Birbirini yıkayan iki elden maksat, birbirinin maddî-manevi noksanını telafi etmek, sevinç veya hüznünü paylaşmak, kusurlarını affetmek, derdine ortak olmak, birbirine öğütte bulunmak ve kardeşini kendinden daha iyi ve temiz bir insan olarak görmektir.

Cenab-ı Hak bütün müminleri kardeş ilân etmiş, kardeşliğin şart ve vecibelerini beyan etmek için de Peygamber Efendimizi biz kullarına numûne-i imtisal kılmıştır. Sahâbe-i kirâm ve Hak dostlarını da, kardeşlik ruh ve şuurunun zamanlara yayılan zirveleri eylemiştir. Dünyada yalnızca müminlere bahşedilen bu müstesna sadet hazinesini muhafaza etmek, müminlerin en mühim vazifelerindendir. Zira lâyıkıyla sahip çıkılmayan kıymetler, zamanla elden çıkar.

Kardeşlik cevherini muhafaza etmek; onu şefkat, merhamet, nezâket ve mesuliyet şuuruyla yaşamaya bağlıdır. Bu hususta ihmâl ve gaflet göstermek, müminlerin arasını bozmak için fırsat kollayan şeytana kapı aralamaktır. Bu fırsatı yakalayan şeytan ise, müminlerin nefsâniyetlerini tahrik ederek birbirlerine darılmalarını teminde gecikmez.

Müminlerin birbirlerine gücenip darılmaları ve dargınlığı devam ettirmeleri, İslâm nazarında çok ağır bir cürüm sayılmıştır. Peygamber Efendimiz (sav) biz ümmetini bu hususta şöyle ikaz buyurmuşlardır:

"Kim din kardeşini bir yıl terk edip küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girer." (Ebû Dâvûd, "Edeb", 47/4915)

"Bir müminin, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Yok eğer selâmını almazsa, almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış olur." (Ebû Dâvûd, "Edeb", 47/4912)

"Birbirinizi çekememezlik gibi kötü huylara kapılmayınız. Öfke ve hıncınızı birbirinizden çıkarmaya kalkmayınız. Birbirinizin ayıplarını araştırmayınız. Başkalarının konuştuklarına kulak kesilmeyiniz. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz!" (Müslim, "Birr", 30)

Yine Efendimiz (sav)'in beyanına göre; "Pazartesi ve perşembe günü kulların yaptıkları işler Allah Teâlâ'ya arz edilir. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi hâricinde, Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları affedilir. Meleklere; Şu iki kişinin af edilmesini birbirleriyle barışıncaya kadar erteleyin! diye tembih edilir." (Müslim, "Birr", 35-36; Ebû Dâvûd, "Edeb", 47)

İslâm kardeşliğini zedelemenin, Allah'ın merhametinden mahrum bırakan ağır bir iman zaafı olduğu da ayet-i kerimelerde şöyle ifade buyrulur:

"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz." (Hucurât, 49/10)

".Siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, (mümin kardeşleriniz ile) aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlü'ne itaat edin." (Enfâl, 8/1)

Ayet-i kerimelerde dargın müminlerin aralarını düzeltmeleri açıkça emredilmektedir. Yâni din kardeşliği, "ben haklıyım sen haksızsın" gibi tartışmaların üzerine bir şal atarak, geçmiş husumetleri unutmayı ve gerektiğinde nefsinden fedakârlık yaparak mümin kardeşini affetmenin faziletine ermeyi gerektirir. Zira küs durmak, Allah'ın emrine itaatsizliktir. Kâmil bir mümin, ne pahasına olursa olsun, hiçbir zaman Allah'ın emrine bile bile itaatsizlik etmez. Efendimiz (sav) de İslâm kardeşliğinin iman ile münasebetini şöyle ifade etmişlerdir:

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de tam iman etmiş olmazsınız. Size bir şey söyleyeyim ki onu yaptığınız takdirde birbirinizi seversiniz: Aranızda selâmı yayınız." (Müslim, "İman", 93)

Bu bakımdan, din kardeşliğini muhafazada titiz olmak ve dargınlığa mahal vermemek, bir iman zaruretidir

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

510. Sayı Haziran 2025