Modern Hayat Şartları Ve Teknolojinin İlerlemesi Neler Getirdi, Neler Götürdü? , Osman Nuri Topbaş
Sayı : 516   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri TopbaÅŸ

Modern Hayat Şartları Ve Teknolojinin İlerlemesi Neler Getirdi, Neler Götürdü?

  • 31 Ekim 2025
  • 267 Görüntülenme
  • 515. Sayı / 2025 Kasım



Aile ve ev ihmâl edilmezdi. Bugün ise ihmâl ediliyor. Tabi hepsini kastetmiyorum ama çocuklar, televizyonun, internetin, modaların, reklâmların çocuğu oluyor. Onlardan haz duymaya başlıyorlar. Bu haz duyma neticesinde, anneden-babadan haz duyma, onları örnek alma bitiyor. Tabi bu da toplumda büyük bir manevi erozyona sebep oluyor.

Tekniğin ilerlemesiyle resim ve fotoğraf düşkünlüğü revaç buldu. Hatta râbıta adı altında manevi hayata kadar sirayet etti. Hâlbuki resimle râbıta olmaz. Râbıta; muhabbeti taze tutmaktır, bir gönül beraberliğidir, o kadar! Bundan daha öteye götürülemez. Râbıta, muhabbet hududunda kalmalıdır. Bu hududun aşılması -Allah korusun- şirke kapı açmaktır. Tevhid akidesinin de hiçbir şekilde ortaklığa tahammülü yoktur.

Günümüzde demirin, madenlerin ve teknolojinin terakkisi medeniyet zannediliyor. Hâlbuki medeniyet, insani değerlerle olur. Teknik ve teknolojik terakkiler ise, insan meziyetlerini geliştirmemiş, bilâkis insanın fıtratını değiştirmiştir. Yani fıtratı menfi yönde değiştirmiştir, tıpkı hormonlu meyveler ve sebzeler gibi.

Sanayinin, teknolojinin geliÅŸmesinin neticesi ne oldu?

İnsanları hodgâmlaştırdı, bencilleştirdi. Sadece kendini düşünür hâle geldi insanlar.

Ahireti unuttular.

Hayâ, iffet, güzel ahlâk, mahremiyet gibi haslet ve hususiyetler zayıfladı.

Meselâ internet, teknolojinin getirdiği bir netice. Bir Müslüman, lüks bir mekânda yemek yediği aile sofrasının resmini, internette neşrediyor!

"?Ne yapıyorsun?" dediğinizde:

"?Ben bunu bir arkadaşıma gönderdim." diyor.

Belki o arkadaşı muhtaç durumda. Onu özendiriyor, ihtirası körüklüyor.

Sonra o resim sırf arkadaşına da gitmiyor. Birçok yere dağılmış oluyor. Mahremiyet ihlâl ediliyor.

Diğer taraftan, yine bu global kültür istilâsının neticesinde, hanımlık deşifre edildi. Hürriyet, eşitlik diye hanımlar kandırıldı, tacize açık hâle getirildi. Hâlbuki hanım, ailesinin sultanıdır.

Diğer bir husus; düğünlerde değerlerimiz kayboldu:

?Şa'şaa, debdebe, israf ve gövde gösterisi,

?Fakirlerin, gariplerin davet edilmemesi (sanki bir "kast sistemi"),

?Mahremiyetlere dikkat edilmemesi.

Bu da ayrı bir kaybımız oldu. Bu da teknolojiyle daha hızlı yayılma imkânı bulan global kültür istilâsının, manevi değerlerde meydana getirdiği ayrı bir kayıp.

Yemek adabında değerlerimiz kayboldu:

Meselâ yabancı sofralarda, çatal-bıçak nasıl konuluyorsa, sofralarda o şekilde bir düzenleme başladı.

Gıdalar vitrine edilmeye başladı. Hâlbuki birçok mahrumun gözleri-gönülleri o gıdalarda takılı kalıyor. O gıda, yiyene gaflet ve kasvet veriyor.

Bizim çocukluğumuzda-gençliğimizde de, İstanbul'da lüks lokantalar vardı, "Konya Lezzet" gibi. Fakat vitrininde bir perde vardı, içerisi gözükmezdi. Örften gelen, böyle güzel hassasiyetler vardı.

O zamanlar evlerde fırınlar yoktu. Odun yakılırdı bahçelerde, yemek öyle pişirilirdi. Börekler, baklavalar, bir sofra beziyle üstü örtülerek mahallenin fırınına gönderilirdi. Sonra da:

"?Aman evlâdım; kokusu gider, canı çeker, muhakkak fırıncıya da biraz ver." denilirdi.

O zaman fileler de yoktu, içini göstermeyen torbalar vardı. Pazar alışverişinde;

"?Aman bu sebzelerde, meyvelerde bir muhtacın gözü takılı olarak bize gelmesin." denilirdi.

Hele hele bugünkü gibi dışarıda dönerler, kebaplar, vesâireler, mahrumların gözleri takılı olan yiyecekler yoktu. Bunlar maalesef zamanla yayıldı.

Meselâ -ben İstanbul'u kastediyorum- neredeyse mutfak kalmadı evlerde

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

515. Sayı Kasım 2025