El-Vâris; Bütün varlıklar yok olduktan sonra, bâki olan, zâtı, sıfatları, kuralları ve nimetleri dâim olan, ölümsüz ve kalıcı olan, hayat sahibi olan, göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların gerçek sahibi, her şey kendisine dönen, her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kendi varlığı bir başkasına bağlı olmayan, varlık âleminin sonunda her şeyin kendisine kalacağı, varlığının sonu olmayan, kâinatın gerçek sahibi, manalarına gelir.
El-Vâris isminden kulun alacağı en büyük ders, mal ve mülkünün manevî temizliğine/zekâtını vermeye dikkat etmesidir. Allah'ın tertemiz olarak yaratıp ömrü süresince emanet verdiği mülkü, fâizle, rüşvetle, ihtikârla, zulümle kirletmeden O'na teslim etmeye/O'nun yolunda harcamaya çalışmak gerekir.
EL-VÂRİS: "Bir şeye vâris olmak, ilim elde etmek ve kitabı korumak anlamındaki "v-r-s" kökünden türeyen "vâris", vâris olan demektir." (Ayet ve Hadislerin Işığında Allah'ın İsim ve Sıfatları Esma-i Hüsna, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.177)
El-Vâris; "Sözlükte "alışveriş vb. bir akid bulunmadan bir mala sahip olmak, ölen kimsenin servetinden pay almak" anlamındaki virs (virâset) kökünden türeyen vâris, "ölünün malını, mülk edinmeye hak kazanan kimse" demektir." (Lisânü'l-Arab, İbn Manzur, "vrs?" md. / Kâmus'ul-Muhit Tercümesi, Asım Efendi, c.1, s.693-694)
Rasûlullâh (sav) buyuruyor ki: "Âdemoğlu malım, malım deyip duruyor. Ey Âdemoğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın var mı?" (Buhârî, "Rikâk", 12)
"Kişinin kendi malı, hayır yaparak önceden gönderdiği; mirasçının malı da harcamayıp geri bıraktığıdır." (Buhârî, "Rikâk", 12)
El-Vâris Esmâsının Istılah Anlamı:
El-Vâris; Bütün varlıklar yok olduktan sonra, bâki olan,
El-Vâris; Zâtı, sıfatları, kuralları ve nimetleri dâim olan,
El-Vâris; Ölümsüz ve kalıcı olan,
El-Vâris; Hayat sahibi olan,
El-Vâris; Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların gerçek sahibi,
El-Vâris; Her şey kendisine dönen,
El-Vâris; Her şeyin varlığı kendisine bağlı olan,
El-Vâris; Kendi varlığı bir başkasına bağlı olmayan,
El-Vâris; "Varlık âleminin sonunda her şeyin kendisine kalacağı, varlığının sonu olmayan, kâinatın gerçek sahibi" manalarına gelir.
Yüce Allah, Mâlik el-Mülk/Mülkün gerçek sahibi olduğu gibi, gerçek vârisidir de. "Allah'ın, lütfundan kendilerine bol bol verdiği nimetleri O'nun yolunda harcama hususunda cimrilik edenler, bunun kendileri haklarında hayırlı olduğunu sanmasınlar. Aksine bu, onlar için pek fena bir durumdur. Çünkü cimrilik ettikleri şeyler, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır." (Âl-i İmrân, 3/180)
Rasûlullâh (sav) buyuruyor ki: "Ölüyü üç şey takip eder, kabre kadar gider de ikisi tekrar geri döner. Biri orada onunla beraber kalır. Ölüyü ailesi, malı ve ameli takip eder. Neticede ailesi ve malı geriye döner de, kendisiyle beraber sadece ameli kalır." (Buhârî, "Rikâk", 42 / Müslim, "Zühd", 5 / Tirmizî, "Zühd", 46 / Nesâî, "Cenâiz", 52 / Müsned, Ahmed b. Hanbel, c.3, s.110)
Kıyametin kopmasıyla birlikte bütün canlılar ölecek, mülkün tamamı mülkün gerçek sahibi ve aynı zamanda el-Vâris olan Allah'a kalacaktır.
Ruhların ve cesetlerin, birbirinden çok farklı insanların bir araya geleceği ve gizli aşikâr bütün amellerin ortaya çıkacağı gün, Allah tarafından: "Mülkiyet ve hâkimiyet bugün kimindir?" (Mü'min/Ğâfir, 40/16) sorusu sorulacak, buna yine kendisi tarafından: "Kahhâr olan tek Allah'ındır" (Mü'min/Ğâfir, 40/16) cevabı verilecek, o gün O'nun Vâris ismi ve sıfatı işlemini yerine getirecektir. (Bkz. Hak Dini Kur'ân Dili, Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR, c.5, s.4150-4151)
İmam Gazâlî, yukarıda zikri geçen ayet-i kerime' de sorulan "Mülkiyet ve hâkimiyet bugün kimindir?" (Mü'min/Ğâfir, 40/16) sorusunun dünyada kendilerinde mülkiyet ve hâkimiyet vehmeden insanlara yöneltileceğini söyler.
"Basiret sahiplerine gelince, onlar bu nidânın manasını her an hissetmekte, ses ve harf bulunmadan onu işitmekte, mülkiyet ve hâkimiyetin her an Kahhâr olan tek Allah'a aidiyetini kabul etmektedir. Bu gerçeği, sadece fiildeki tevhidin mahiyetini idrak edip fiilî mülkiyet ve hâkimiyetin tek bir varlığa özgü bulunduğunu bilen kimse kavrayabilir." (El-Maksadü'l-Esnâ, İmam Gazâlî, s.160-161 / İlâhi Ahlâk, Esmâül Husnâ, İmam Gazâlî, s.322-323)
Hattâbî'ye göre el-Vâris, "Yaratılmışların hayatı son bulduktan sonra da varlığını sürdüren, elden ele dolaşan insan mülklerini ölümlerinden sonra asıl sahibi olarak geri alan, demektir
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız



















