Fikr-i Kalp, Hiss-i Akıl
Ahlaklı olmak adil olmak demektir aynı zamanda. Yine unutmamalı ki din adalettir. Müminlerin dünya düzenine yönelik biricik misyonu adaleti tesistir. Adaleti inÅŸa ve icra amacı gütmeyen bir mümin, ne dinin özünü kavramış ne de dindarlığı bünyesinde hakkıyla içselleÅŸtirmiÅŸtir. Ä°slam dininin öyle bir adalet anlayışı vardır ki körü körüne yapılan tüm tarafgirlikleri ezip geçer.
Medeniyet fikri içermeyen din anlayışları ancak zulmün, kabalığın, nobranlığın, bencilliÄŸin bayraktarlığını yapabilir. Medeniyet demek, Allah, âlem ve insan iliÅŸkisini dosdoÄŸru kurmak demektir. Medeniyet demek kurulan bu dosdoÄŸru iliÅŸkiden bilim, felsefe ve sanat üretmek demektir. Medeniyet demek ürettiÄŸiniz bu nazariyelerle sosyal, siyasi, iktisadi ve fiziki düzenler kurmak demektir. Ve tüm bunlar ancak ahlakla gerçekleÅŸtirilebilir.
Ancak “Allah’ın dilediÄŸi ÅŸekilde” yaÅŸanan bir din, bireyi Allah’ın vadettiÄŸi sonuçlara taşır. Çünkü ancak böyle bir dini yaÅŸayış bünyesinde Allah’ın murat ettiÄŸi nitelikleri taşır. Böyle bir din anlayışı hayatla iç içedir.Hem onu inÅŸa eder hem de ondan beslenir. Hayattan kopuk bir dindarlık ise kiÅŸiyi kurtuluÅŸa götürmez. Hem hayatın önünde bir engel olur hem de Allah’ın murat ettiÄŸi bir sınav baÅŸarısının önüne geçer.
Bu gün çoÄŸu dindar dini, kendi başına bir kurtuluÅŸ reçetesi olarak algılıyor. Hâlbuki din tam da bu yaÅŸadığımız hayatın içinde, tam da bu yeryüzünün koÅŸullarıyla uyum içinde yaÅŸanması için gönderilmiÅŸ bir rehberdir. Hayatla iç içe olmak demek iki ÅŸeyle adam akıllı etkileÅŸimde bulunmak demektir: insan ve evren. Dindar insan dinini yaÅŸarken bu ikisinden birini bile ihmal ettiÄŸinde emirlerini yerine getirmeye çalıştığı din, onu kurtuluÅŸa götürmek ÅŸöyle dursun, onu Allah’ın hoÅŸnut olmadığı bir kiÅŸi konumuna götürür.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
