Bugün İslam Dünyası’nın her tarafında çeşitli sıkıntılar yaşanması Gazze’ye de ciddi şekilde yansıyor. Çünkü Müslüman kamuoyunu meşgul eden birçok mesele arasında Gazze bir bakıma unutuluyor. On bir yıldan fazla süredir devam eden aç ve ilaçsız bırakma amaçlı ablukadan dolayı ciddi sıkıntılara maruz kalan Gazzelilerin sesi duyulamıyor.
Siyonist işgal rejimi ve onunla işbirliği içindeki Abbas yönetiminin Gazze’ye bütün bu uygulamaları yapmasının amacı bölge halkını işgal rejiminin bütün talepleri ve şartları karşısında teslim olmaya, kendi haklarından ve onur mücadelesinden tamamen vazgeçmeye zorlamaktır.
Müslümanların ümmet olarak dayanışma içinde olması bir zorunluluktur. Dünyanın pek çok yerinde sıkıntılar yaşandığı bir gerçektir. Ama bütün bu gerçeklerin arasında Gazze gerçeğinin de görülmesi ve “Gazze’yi kurtarın” çağrısının yankılandırılması gerekir.
Gazze, 2006 seçimlerinde Filistin İslâmî Direniş Hareketi’ni yani Hamas’ı tercih etmesinden dolayı hem siyonist işgal yönetimi, hem onunla işbirliği içindeki Arap rejimleri hem de görünüşte Filistin halkını temsil ettiğini iddia eden ancak gerçekte Filistin halkına sadece ihanet eden Mahmud Abbas yönetimi tarafından cezalandırılıyor. Bu cezalandırma sebebiyle on bir yıldan fazla zamandır uluslararası ablukaya maruz bırakılıyor. Bu ablukanın sıkı bir şekilde uygulanabilmesi için Mısır’daki cunta yönetimi de kapıları kapatmak suretiyle işgal rejimine yardımcı oluyor.
Filistin halkının zorunlu ihtiyaç maddelerini Mısır üzerinde karşılamak amacıyla açtığı tünellerin tamamına yakını Mısır’daki Sisi cuntası tarafından imha edildi. Gazzelilerin yeni tünel açmalarına fırsat verilmemesi için Gazze ile Mısır sınırının Mısır tarafında yer alan binalar zorla ve çok basit karşılıklarla istimlâk edilerek yıkıldı. Aynı zamanda sınır boyunca bir kanal açılarak, tespit edilememiş tünellerin kendiliğinden yıkılmasını sağlamak amacıyla bölgeye su verildi. Bu kanal üzerinden bölgeye verilen sular tespit edilememiş tünellerin yıkılmasına neden olduğu gibi sınırın Gazze tarafında yer alan tarım arazilerinin de ciddi şekilde zarar görmesine yol açtı. Ama Mısır cuntası aldığı bu tedbirlerle Gazzelilerin tünel vasıtasıyla Mısır tarafından herhangi bir yiyecek maddesi ve ilaç bile sokmalarını tamamen engellemiş oldu. Şimdi Gazze bölgesine zorunlu ihtiyaç maddelerinin bile sokulması için siyonist işgal rejiminin kontrolündeki kapıların kullanılması gerekiyor. Bu kapılarda da çok sıkı bir denetim yapılıyor ve Gazzelilerin ihtiyaç duyduğu birçok ilaç ve tıbbi malzemenin sokulması engelleniyor.
İşgal rejiminin ablukasına aynı zamanda Mahmud Abbas yönetiminin yaptırımları eklendi. Abbas yönetimi daha önce Gazze’de ayrı bir yönetimin bulunmasını gerekçe göstererek bu bölgenin bazı ihtiyaçlarını engelliyor, o bölgede çalışan memurların maaşlarını göndermiyordu. Aynı zamanda kendisinin bölgeden elektrik faturalarının paralarını alamadığını iddia ederek İsrail elektrik şirketlerinden bölgeye gönderdikleri elektrikleri kısıtlamalarını istemişti. Bölgedeki hastaların dışarı çıkarılmasını zorlaştırmak için çıkış işlemlerini yaptırmıyordu.
Abbas yönetiminin yaptırımlarından kaynaklanan sorunların çözülmesi için Hamas yönetimi Gazze’deki idari komitesini ilga ederek 12 Ekim 2017 tarihinde Ramallah’taki hükümetle bir uzlaşma anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre Gazze’deki hükümet kurumlarının tümü “uzlaşı hükümeti” olarak tanımlanan Ramallah hükümetine devredilecek ve bu hükümetin Gazze’ye yaptığı yaptırımlar kaldırılacaktı. Hükümet kurumlarının tümünün devredilmesi işlemi tamamlandı. Ancak Abbas yönetimi anlaşmaya bağlı kalmadı ve bölgeye uyguladığı yaptırımları hâlâ kaldırmadı.
12 Ekim 2017 Uzlaşma Anlaşması’nda memurlar konusunda da ittifak sağlandı ve Hamas yönetimi döneminde göreve alınan memurların işten çıkarılmamaları, bunların görev yerlerinin tayini konusunda bir heyet oluşturulması üzere anlaşma yapıldı. Fakat Abbas yönetimi memurların maaşlarının ödenmesi konusunda zorluklar çıkarmaya devam ediyor.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız