Ä°slam’ı akıl dini olarak tanımlayıp, kendi akıllarına uymayan hususları hurafe sayandin karşıtı bazı çevreler, dinî inanç ve uygulamaların tamamını hurafe olarak niteleme eÄŸilimindedirler. Ä°slam’a böylesi yaklaşımlar ya art niyetten ya da cehalettendir.
Bidat ve hurafeler sadece Müslümanlarla ilgili bir olay deÄŸil, evrensel bir gerçekliktir. Hurafeler genelde yerel veya bölgesel bir yapıya sahipken günümüzde iletiÅŸim araçlarının geliÅŸmesine paralel olarak artık evrensele dönüÅŸmüÅŸ, tüm dünyada cirit atar hale gelmiÅŸtir.
Hurafelerin yaygınlaÅŸmasının bir nedeni de Ä°slam’ı bilmemektir. Cehaletten kaynaklanan bidat ve hurafeler birkaç nesil sonra deÄŸiÅŸmez dini kurallar olarak kabul görülmeye baÅŸlıyor. Dini hakikatlerle mitoslar, bidat ve hurafeler; tahterevalli gibidirler. EÄŸer din konusunda gerçek bilgiye daha çok ulaşılırsa bidat ve hurafeler azalır, din konusunda ÅŸuurlanma ve bilgilenme azalırsa bidat ve hurafeler yükselirler.
Bidat; sonradan ortaya çıkan, ÅŸer’i bir delile dayanmayan inanç, ibadet, fikir, tutum ve davranışlara, yanlış görüÅŸ ve uygulamalara verilen isimdir.
Hurafe; boÅŸ sözler, anlamsız uygulamalar, tutarsız düÅŸünceler, demektir. Dinî ve mantıkî temeli olmayan ama dinî bir kıyafet giydirilmiÅŸ batıl uygulamalardır, bozulmalardır.Ä°slâm; bidat ve hurafelerden uzak, Kur’an ve Sünnet merkezli evrensel bir dindir.
Ä°lahi kaynaklara dayanmayan iman ve eylemler kiÅŸiyi yaratanına karşı sorumluluktan kurtaramaz. KiÅŸinin Rabbine karşı sorumluluÄŸu O’na iman etmekle baÅŸlar, salih amellerle devam eder. Toplumsal bozulmalar, dini alandaki bilgisizliÄŸin artması; dinden uzak hayatların yaÅŸanmasına, bidat ve hurafelerin ortaya çıkmasına neden olmuÅŸtur. Ayet-i Kerime’de;
“Ä°ÅŸte bu benim dosdoÄŸru yolum. Artık ona uyun, baÅŸka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. Ä°ÅŸte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” (Enam, 6/153) buyrulmuÅŸtur. Bidat ve hurafelerle baÅŸ baÅŸa kalmamak için Kur’an ve sünnetinin belirlediÄŸi yoldan ayrılmamak gerekiyor. Efendimiz(sav):
"Kim bizim dinimizde olmayan bir ÅŸey yaparsa o merduttur, makbul deÄŸildir." (Riyâzü’s Sâlihîn, C.1,No.168) buyurmuÅŸtur.Ä°tikat ve ibadet konuları vahiy ürünü olup, eksiltip-artırmadan, deÄŸiÅŸtirmeden kabul edilip uygulanması gereken kurallardır.
Kültürel unsurlarla bidat ve hurafeleri birbirinden ayırmak gerekir. Sözgelimi Hz. Peygamberle ilgili yazılan ÅŸiirler, naatler, bunların müzik eÅŸliÄŸinde okunması birer kültürel deÄŸerdir. Ancak buradaki incelik; bu etkinlikleri dinî bir emir olarak görmemek ve zorunlu hale getirmemektir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız