Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hayata Dair

Yusuf Taşçı

Müslüman ve Şuur

  • 06 Temmuz 2018
  • 2538 Görüntülenme
  • 427. Sayı / 2018 Temmuz
Yazarın Diğer Yazıları
Yusuf Taşçı
Tüm Yazı Arşivi



Malumunuz bu gün İslam’ın temel şartları olarak saymış olduğumuz ibadetlerden hiçbiri Mekke döneminde emredilmemiştir. İlk nazil olan ayetlerde sistematize edilmiş bir ibadet emri de yoktur. Bu durumun tek sebebi Efendimiz’in çağrısına olumlu yanıt verenlerin azlığı değildir. Burada en önemli sebep, Kur’an’ın amelden önce şuur oluşturma gayesidir.

 

İnsanın tekâmül, yani kâmil insan olma yolcuğunun son durağı olmadığı gibi şuurlu mü’min olma yolculuğunun da bir son durağı yoktur. Bu, hayata anlam katan en kutlu yolculuktur. Tekâmül yolcuğu ve şuurlu mü’min olma mücadelesi birbirini tamamlayan, biri olmadan diğerinin de olması imkânsız olduğu bir durumdur.

 

Bütün iyi ve güzel davranışlarımızın arkasına Kur’an’ın bizden istemiş olduğu şuuru koyabilirsek, ibadetlerimiz nebevi ahlak olarak hem bizi hem de içinde yaşamış olduğumuz toplumu kokuşmaktan kurtaracaktır. Unutmayalım ki karşıdaki insana güzel ahlakı öğretmenin yolu ağzımızdaki dil değil, beden dilimiz, yani amellerimizdir.

 

 

Allah’ın yaratmış olduğu varlıklar içerisinde fillerinin arkasına şuur koyabilme özelliğine sahip tek varlık insandır. İnsan dışındaki hiçbir varlık için söz konusu olmayan bu durum, insana lütfedilen akıl ve irade nimetlerinin doğal bir neticesidir. İnsanın eylemlerinin arkasındaki şuuru çekip aldığınızda onun fiilleri ile kendi cinsi dışındaki varlıkların fiilleri arasında hiçbir fark kalmaz. Eylemlerinin arkasındaki şuuru kaybetme durumu, insanın sahip olduğu konumdan irtifa kaybetmesine sebep olur. Kendinden önceki vahiyler gibi Kur’an da bu duruma dikkat çekmiş ve kendisine muhatap aldığı insanlığı şuurlu hareket etmeye davet etmiştir. Kur’an’ın bu daveti daha ilk nazil olan ayetlerde kendisini göstermektedir.

Malumunuz bu gün İslam’ın temel şartları olarak saymış olduğumuz ibadetlerden hiçbiri Mekke döneminde emredilmemiştir. İlk nazil olan ayetlerde sistematize edilmiş bir ibadet emri de yoktur. Bu durumun tek sebebi Efendimiz’in çağrısına olumlu yanıt verenlerin azlığı değildir. Burada en önemli sebep, Kur’an’ın amelden önce şuur oluşturma gayesidir. Şuursuz bir ibadetin insanı adam etmeyeceği gerçeğini Kur’an eğitim metodolojisinden çıkarıyoruz. Çünkü ilk inen ayetlerin en önemli vurgusu insanı düşünmeye sevk etmektir. Düşünmeyen bir beşerin eylemlerine şuur kazandırarak insan olabilmesi mümkün değildir.

Şuursuz ibadetle adam olunamayacağı gerçeğinin en çarpıcı örneklerini ise Medine döneminde türeyen münafıkların kişiliklerinde gözlemliyoruz. Efendimizle müşterek bir hayatı yaşayan, onun arkasında saf tutan bu insanlara yaptıkları şuursuz ibadetleri hiçbir fayda sağlamamıştır. Buradan hareketle şu acı neticeye ulaşıyoruz; arkasında şuur olmayan ibadetler Müslümanı itikatta değil, ama amelde münafıklığa sürüklüyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

427. Sayı Temmuz 2018