Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hedef Noktası

Ramazan Kayacık

Buda Geçer Yahu !

  • 07 Haziran 2019
  • 1797 Görüntülenme
  • 438. Sayı / 2019 Haziran



İnsan, iki zıtlıktan yaratılmıştır. Birisi balçık, diğeri ise Allah'ın kendisine üfürdüğü ruhudur. İnsanın diğer canlılardan üstünlüğü, halifeliği iki boyutlu bir varlık olmasından ileri gelir. Bu zıtlıklar nedeniyle insan, benliğinde daima çatışma barındıran bir yapıya sahiptir. Sorumsuz insan olabilir ama sorunsuz insan olmaz. Sorumsuzluk başlı başına bir sorundur ve bu sorunlar asla bitmez, sadece şekli değişir.

 

İnsan olmayı iyi anlamalıyız. Nasıl bir insan olduğumuzu iyi irdelemeliyiz, kafamızdaki verilerin sağlıklılık derecesini doğru ölçmeliyiz. Ölçülerimiz yanlış olursa ölçümlerimizde yanlış olacaktır. Kendi varlığımızın farkında olarak, deve kuşu gibi kafamızı benliğimize gömüp, sanki kendimizden başka kimse sorun yaşamıyormuş gibi değil; bir insan olarak sorunlarımızla baş edebilmenin yollarını öğrenmeliyiz.

 

İnsanın mahiyeti, yaratılış serüveni, görevleri, kaderi… Kur’an’ın temel konularındandır. Kur’an’da insanın ruhsal halleri ve Rabbiyle olan kulluk ilişkilerini dile getiren ayetler önemli bir yer tutar. Ruhu yok sayıp sadece bedeni esas alan veya ruhu önemseyip bedeni yok sayan anlayış ve yaklaşımlar eksik kabul edilir.

Kur'an, insanı insan olarak, kafasıyla, kalbiyle, zaaflarıyla, kıskançlıklarıyla, zanlarıyla ve bütün yönleriyle ele alıp, insanın derinliklerine nüfuz ederek sübjektif dünyası hakkında genişçe bilgiler verir. Çünkü bu kitabın en önemli fonksiyonu, insanın dış dünyasıyla beraber ruhuna yön vermek, onu yönlendirmektir. Efendimiz(sav);

“Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhari,“Cenâiz”,92) buyurarak, insanın inancını şekillendirebilecek terbiye faktörlerinin önemine işaret edilmiştir.

Kur'an, insanı tüm yönleriyle tanıtırken, insanın komplekslerine, zaaflarına göndermeler yaparak mutluluğun ve kurtuluşun çarelerini insanın önüne serer:

"Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: Rabbim beni şerefli kıldı, der. Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa, hemen: Rabbim bana ihanet etti, der” (Fecr, 89/15-16) buyrulur.

Yüce Allah insanın zaaflarını sıralarken; kendisine bir darlık ve sıkıntı gelince, Rabbine yalvaran yakaran, nazlanan, Rabbini hatırlayıp duran, ama darlık ve sıkıntı gidince sanki daha önce Rabbine yalvaran o değilmiş havasına bürünüveren insan, bir bollukla karşılaşınca da, bolluğu kendinden bilip, Rabbini unuttuğu gibi, sanki O'na düşman kesildiğini ifade ederek; insanın kendine çeki düzen vermesini ister.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

438. Sayı Haziran 2019