Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Eğitim

Asuman Düzgün

Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi

  • 08 Haziran 2021
  • 924 Görüntülenme
  • 462. Sayı / 2021 Haziran



Çocuklarda oluşan mahremiyet algısı, çocuğun içinde yaşadığı aileye ve topluma göre şekillenebilmektedir. Nasıl ki hayat evde başlıyorsa, çocuklara kazandırılacak olan mahremiyet eğitimi de evde yani ailede başlıyor. Çocuğun mahremiyet algısı kişilik gelişimine paralel olarak zaman içerisinde gelişecektir. Çocuğumuza mahremiyet eğitimini, onun tuvalet eğitimi kazanmaya başladığı yaş diliminde vermeye başlayabiliriz.

 

Mahremiyet eğitiminin en önemli ilkesi, çocuğa saygı duymak diyebiliriz. Çocuğa saygı duymak; onun odasına izin alınarak girilmesi, onun duygu ve düşüncelerinin dinlenilmesi, çocuğun mizaç özellikleriyle barışık tutum sergilenilmesi, oyuncaklarının veya kıyafetlerinin onun izni alınarak bir başkası ile paylaşılması mahremiyet eğitimini güçlendiren ebeveyn tutum ve davranışlarındandır.

 

Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve internetin cep telefonlarına girmesiyle birlikte, mahrem ve mahremiyet kavramlarının da değiştiğine, dönüştüğüne şahit oluyoruz. Dijital çağın bize sunduğu imkânların aynı zamanda sorumluluk alanlarımızı da genişlettiğine tanıklık ediyoruz. Kapı, pencere ve duvarların bizi tam olarak koruyamadığı bu devirde, mahremiyet kavramını tekrar gözden geçirerek olası ihlaline karşı önlemler almamızsa elzem görünüyor.

Aile, bizim sıcak ikliminde doğup büyüdüğümüz, yalın haliyle biz olduğumuz, en özel sığınağımız ve en değerli varlığımızdır. Görünürlüğün popüler olduğu bu çağda, pencerelerimize çektiğimiz perdelerin artık önemini kaybederek içinde yaşadığımız mekânın şeffaf hâle gelmesi, mahremiyet algımızın da dezenformasyonuna neden olmaktadır. Herkesin birbirinin hayatına teklifsiz bir şekilde girebildiği ve kişiye saklanabileceği hiçbir alanın bırakılmadığı bir zamanda, mahremiyet ihlallerine ise çok fazla rastlıyoruz. Oysaki bizler giyim kuşamdan konuşmaya hayatımızın her alanı ile ilgili kuralı, kaideleri olan ve bu konuda sınırlar koyan bir dinin mümessilleri olarak, mahrem ve mahremiyeti hayatımızın merkezine koymamız gerekiyor. Var olmanın, görünmek olarak algılandığı, ifşa ve teşhirciliğin kamçılandığı bir zeminde bizim mahremiyete gösterdiğimiz özen, aslında bize yön veren değerlerimize gösterdiğimiz ihtimamdır. Mahremiyetin ölçülerini her millet kendi fikriyatları ve ideolojileri ile yine kendileri belirleyebiliyor. Fakat hangi düşünceden olursa olsun mahremiyete saygının modern çağ insanının en önemli hakkı olduğunu düşünüyoruz. Ve bu zamanın çocukları olarak evlatlarımızın da bu hakkı kullanabilmeleri için, sistemli bir bilinçlenmeye ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Çocuk istismarının ekranlarda fazlaca gündeme gelmeye başladığı şu günlerde, çocuklarımıza kazandıracağımız mahremiyet bilinci hayatî derecede önemli görünüyor. Konuyla ilgili olarak bu yazımızda; “Çocuklarımıza mahremiyet eğitimini nasıl verebiliriz?” sorusuna cevaplar arayacağız.

Mahremiyet soyut bir kavram olduğu için anlamak ve anlam kurmakta zorlanılabiliyor. Mahremiyet kelimesi, Arapça olup Türk Dil Kurumu'na göre “gizlilik” olarak tanımlanmıştır. (Bkz.TDK,2018) Aynı zamanda değerli anlamına gelen mahremiyet, ilkesini saygıdan alır. Bu yönüyle, özele saygı ve hürmet etmek demektir. Mahremiyet denilince ilk akla gelen kelime, genelde mesafedir. Ben ve öteki arasında korunan mesafe. Şu salgın dönemini de düşündüğümüzde mesafenin insan için ne kadar önem taşıdığını biliyoruz. Aynı zamanda mahremiyet kişi için bir haksa ve bu hak bir başkası adına sorumluluk almak demektir. Benim mahremiyet hakkım var ama bir başkasına karşı da sorumluluğum var, anlamına geliyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

462. Sayı Haziran 2021