İslam, aklını iyi kullananların dinidir. Aklını kullanan bir Müslüman önce iman ettiği kitabı okur ve anlar. İnsan aklını ne kadar aktif hale getirebilirse insanlığı ve Müslümanlığı da o oranda kaliteli hale gelir. Kur’an, aklın anahtarıdır. “İslam akıl dinidir”, derken; “aklın ürettiği din değil, aklın kavrayabileceği ve onaylayabileceği din” demektir.
Herkesin kendi medeniyetini ve teknolojisini dayatmaya kalkıştığı şu çağda aklımızı kullanmaktan, laboratuarlarda sabahlamaktan, teknoloji üretmekten ve medeniyet oluşturmaktan uzak kalırsak içinde bulunduğumuz zilletten kurtulmamız mümkün değildir.
Akıl ve zihin, Rahman'ın insana verdiği en yüce nimetlerdir. Akıl sahibi olma özelliğiyle insan varlık âleminde “en güzel şekilde yaratılma” makamına ulaşmış bir varlıktır.
İnsanı düşünmeye davet eden çok sayıda ayete bakıldığında aklı kullanmanın, düşünmenin önemli bir kulluk görevi olduğu sonucuna ulaşılır.
Bilim ve teknolojide ilerlemek için derin tefekküre /aklı kullanmaya, kafa yormaya ihtiyaç vardır. Eğer aklın sınırlar zorlanır, emekler verilirse; terler dökülür, uykusuz kalınırsa; Allah'ın yardımıyla elde edilmesi mümkün olmayanlar, mümkün hâle dönüşecektir.
Bunun için önce bütün kapıların anahtarı durumunda olan hayallerle yola çıkıp sistematik ve planlı şekilde çalışmak gerekiyor. Önceden tespit edilip zaaflar iyice analiz edilerek hedeflere yönelince, aşılamayan engeller aşılır, gerçekleşemeyenler gerçekleşir.
İnsan düşünen, aynı zamanda hayal eden, alet yapan, üreten bir varlıktır. Hayallerle maharetler birleşirse icatlar başlar. Uçmak hayal edildiği için uçak icat edilebildiği gibi.
Aklın, insanın zihin ve gönül dünyasının işlevlerini sağlıklı şekilde sürdürmesi insan için büyük mutluluktur. Mutluluk denen şey, hayatın anlamını hissettiren, hayatın kalitesini artıran bir enerji kaynağıdır.
Teknoloji, İslâmî terminolojinin esasını teşkil eden Kur’an’ın Hadid Suresinde, Hz. Süleyman kıssasında ve birçok yerde çeşitli ifadelerle ve çok sayıda ayetlerde teşvik ettiği düşünceyi eyleme/alete dönüştürme eylemidir.
İnsan düşünme yeteneğini kullanarak, Allah’ın güç ve kudretini idrak ederek O’na iman eder, peygamberlerin uyarılarını dikkate alarak hayatını düzene koymayı başarabilirse gerçek anlamda aklını kullanmış olur.
İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ayırma mekanizması olan aklı devreye sokmaya aklı kullanmak denir. Kur’an, insanın öncelikle düşünüp taşınarak tahkiki bir imanla inanmasını ister. Rabbimiz:
“Göklerde ve yerdeki her şeyi kendi lütfünden sizin yararlanmanıza sunmuştur. Bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Casiye, 45/13) buyurur.
Medeniyet tarihinde kültür, sanat ve teknoloji alanında ilk yüzyıllarda Müslüman bilginlerin katkıları oldukça büyük olmasına rağmen günümüz Müslümanları bu konuda neden oldukça geriler, araştırılması gereken bir konudur. Sporu bırakırsanız geliştirmiş olduğunuz kaslarınız zamanla sıkılığını yitirir, erimeye başlar Düşünmeyi bırakırsanız, aklınızı kullanmayı terk ederseniz, akıl sağlığınızı yitirmeye başlarsınız.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız