Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Satırdan Sadra

Adil Akkoyunlu

Vahyin Rehberliğinde Yol Alan Akıl Hayata Anlam Katar

  • 07 Ocak 2022
  • 648 Görüntülenme
  • 469. Sayı / 2022 Ocak



İnsanı; şerefli, onurlu, erdemli kılan, insana insan özelliği veren, birçok yaratıktan üstün hale getiren; Allah’ın,insana lütfettiği akıldır. Aklını gerektiği şekilde kullananlar, insanlığın şerefini ve onurunu üzerlerinde taşımayı hak ediyorlar.

 

 

Akıl insan için çok önemli bir nimettir. Ancak vahyin aydınlığında çalışmayan akıl; daima yanılmaya, yanlış ve hata yapmaya müsaittir. Çünkü akıl; hakikatin ölçüsü değil, Hakk’ın ölçüsüne tabidir. Vahyi dışlayan akıl, doğruyu bulamaz. Vahyi tanımadan sadece akıl yeterli olsaydı; Yaratan, Peygamber ve kitap göndermezdi.

 

 

Mevlana, güzel bir hikâye anlatıyor. Bilirsiniz… “Bir avcı, kocaman bir yılanının elinden bir ayıyı kurtarır. Ayı da vefa göstererek o adamın yanından hiç ayrılmaz, dost olur. Ayının dostluğunun olmayacağını söyleseler de, adam kulak asmaz. Bir gün yine beraber ava giderler. Adam yorulunca biraz dinlenmek için uzanır ve uyur. Bir sinek, adama musallat olur. Ayı, sineği kovmakla baş edemez, usanır. Sinek yine adamın yüzüne konunca; ayı, sineği öldürmek için kocaman bir kayayı kaldırır, sineğin üzerine indirir.”

Atalarımız: “Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.” demişler.

Hz. Ömer (ra), Allah Rasülünün (sav) şöyle söylediğini naklediyor: “Kişi, sahibini doğru yola götüren, haddi aşmaktan alıkoyan bir akıldan daha değerli bir şeye sahip değildir. Aklı; olgunlaşıp, tamam olmadıkça; bir kişinin ne imanı tamamlanır ne de dini istikamet kazanır. (Doğru yolu bulamaz.)” (Rağıb el İsfahani, MüfredâtüElfâzü’lKur’ân: Şam ve Beyrut - Birinci baskı - 1992 “A-K-L” maddesi dip not)

Akıl kelimesi türevleriyle birlikte Kur’an’da 49 yerde geçiyor.

Yine akılla ilgili olarak; ûlû’l el bâb (Kirlenmemiş, temiz bir akla sahip olmak, aklını kullanmak, sağlıklı düşünmek.), tefekkür (düşünmek), tezekkür(hatırlamak, anmak) ibret, ders almak ve benzeri kelimeler de çokça geçmektedir.

Alleme Rağıb el İsfahani, Akıl: “Tutmak ve istemek anlamındadır.” diyor. Ayrıca bağlamak anlamını da veriyor. “Bilgiyi kabul etmeye hazır olan güce, yetiye akıl denir. İnsanın bu güç ile elde ettiği bilgiye de akıl denilir.” (Rağıb el İsfahani, (age) “A-K-L” maddesi ) diyor.

Peygamberimiz (sav), akıllı insanı şöyle tarif ediyor: “Akıllı kimse; nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır.” (Tirmizi, “Kıyamet”, 26, 2461)

Rasülullah (sav)’e soruldu: “Müminlerden hangisi daha faziletlidir? Ahlakça en güzelleridir, cevabını verdi. Tekrar soruldu: Pekiyi, müminlerden hangisi en akıllıdır? Ölümü en çok hatırlayan ve kendilerine gelmezden önce onun için en iyi hazırlığı yapanlardır. İşte akıllılar bunlardır.” (İbnuMâce, “Zühd”, 31, 4259) buyurdu.

Peygamberimizin; “İlmin kapısı” diye övdüğü Hz. Ali: “Akıl gibi zenginlik, bilgisizlik gibi yoksulluk, edep gibi miras, danışmak gibi arka olamaz.” diyor.

Önderimiz (sav), tebliğde bulunurken de dikkatli davranıp insanlara akıllarının alacağı şekilde konuşmamızı tembih buyuruyor: “Bir topluma akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlaka bu, bir kısmına fitne olur.” (Müslim, “Mukaddime”)

Aklın ne kadar önemli bir nimet olduğunu; akıl hastalarını veya alzaymır olanları gördükçe anlıyor insan. Bakmaya kıyamayacağınız kadar güzel, boy pos yerinde, aslan gibi bir kadın veya erkek… Fakat aklı yok… Allah vermesin, hiç kimse onun yerinde olmayı istemez.

Alzaymır ya da akıl hastası olanlara acıyor ve dua ediyoruz. Fakat bizi asıl ilgilendiren; mükemmel bir akla, zekâya sahip olduğu halde onu gerektiği şekilde kullanmayanlar… Ondan yeterince istifade edemeyenler. Ya da kötülüğe kullananlar…

İnsanı; şerefli, onurlu, erdemli kılan, insana insan özelliği veren, birçok yaratıktan üstün hale getiren; Allah’ın,insana lütfettiği akıldır. Aklını gerektiği şekilde kullananlar, insanlığın şerefini ve onurunu üzerlerinde taşımayı hak ediyorlar.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

469. Sayı Ocak 2022