Çocuk, dünyaya gözünü açtığında zihin, ruh ve beden dünyası ile çevreyi tanımaya başlar. İşte bu çocuğun yetişmesinde anne-babalar için sorumluluk eşit, ancak çocuğun hizmet ve terbiyesinde alınacak roller farklıdır. Çocuğun annesi, mahsulü olan yavrusu için bir mektep, bir din, bir ahlak ve laboratuardır. Anne, bu laboratuarda çocuğunu tanıyacak ve eğitimini belli bir usul ve metot dâhilinde gerçekleştirecektir.
Toplumda sağlam insan ilişkilerini ve sağlıklı iletişimi yaşatan en önemli davranış, insanlara karşı sevecen olmaktır. İnsanlardan yüz çevirmemek, onları aşağılamamak ve onlara güler yüzlü davranmak kadar kaynaştırıcı ve birleştirici bir davranış biçimi bulmak çok zordur. Çocuklara ilahi rızanın, insanların rızasından geçtiği durmadan öğütlenmelidir.
Bir konuyu inşa etmek, bina inşa etmekten daha önemlidir. Çünkü inşa edilecek mevzu ile bir insanın inşası hedeflenecektir. İnşası hedeflenen bu insana yapılacak her türlü ruhi, fikri, zihni müdahale de bir plan, bir program ve bir usul gerektirir.
Peygamber (sav) Efendimiz, Mekke döneminde inşasına başladığı bir insana üç merhale hazırlamıştır. Bunlar sıra ile itikadın tashihi, güzel ahlak verilmesi ve cihat ruhu kazandırmaktır. Medine’ye teşriflerinden sonra ise kaldığı yerden devam ederek, mescidi inşa ederek hizmet binası, Müslümanlar arasında kardeşliği sağlamak ve prensiplerin vaz’ı ile inşayı noktalamıştır.
İşte bu gerçekten hareket ederek İslam Ailesini genel hatlarla inşa etmede örnek alınabilecek bir mevzuyu, bu mevzu ile inşa edilebilecek bir aileyi ve özlenen gençliği ele almış olacağız.
Konunun anlatılmasında günümüz dünyasındaki yeni oluşmuş şartları da göz önünde tutmak mecburiyetinde olduğumuzu bilmemiz faydalı olacaktır.
Ailenin oluşmasında temel unsur insandır. İnsan ele alınmadan, insan anlaşılmadan, onu öğrenmeden alt yapıyı sağlam temellere dayandırmak çok zordur. Çünkü karı-kocanın ilişkilerinin temeli, insani ilişkilerdir. Bu sebeple bir ailede insani ilişkiler kurulamaz ise, evlilik ilişkilerini kurmak hayli zordur.
Tarlaya sağlam tohum atılması, atılan tohumu mahsule çevirecek tarlanın bakımına bağlıdır. Tam bunun zıddı olarak da verimli, bakımlı tarla olmasına rağmen, çürük ve çarpık tohumun atılması, tarladan istenilen mahsulün alınmasını engelleyecektir.
Karı-koca merhalesinden, ana-baba merhalesine geçen eşlerin, çocukları ile müşterek kimliği onları aile olmaya itmiştir. İşte bu merhalede, karı-koca arasında sorumluluk eşit, ancak vazifeler, görevler farklıdır.
Görülüyor ki, çocuğun sağlam ve sıhhatli olarak dünyaya gelmesinde karı-kocaya büyük vazifeler ve büyük fedakârlıklar düşmektedir. Alt yapısı sağlam temellere dayanmayan çocuğun, yaşı ilerledikçe sıkıntı ve problemleri yaşına orantılı olarak büyüyecektir.
Anne ve babalar, ayetlerin ve hadislerin rehberliğinde bir evlilik hayatını yaşarlarsa, çocuklarını eylemleriyle her alanda terbiye etmiş olurlar.
Ailede öyle bir eğitim seferberliği başlatmalıyız ki, onların yetmediği noktada özel eğitim devreye girmelidir. Bir ailede çocuk-ebeveyn ilişkisi zayıfsa, anne-baba başlatılan bu uzun eğitim sürecine ruhen hazır değillerse, çocuğu ne kadar eğitime tabi tutarlarsa tutsunlar istenilen sonuç elde edilemez. Zira çocuğa, gerek ahlaki eğitim, gerekse manevi eğitimde başarılı olması için ilk hocalık görevini ailesi üstlenmelidir. Çocuğun ilk öğretmeni, anne ve babasıdır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız