Z kuşağını inanç yönünden gözlemlediğimizde dinden uzaklaşma değil, kendilerine özgü din yorumlarıyla bir yaşam biçimi geliştirmeye çalıştıkları görülür. Farklı inanç ve düşüncelere saygı duyulmasını ve önyargıdan uzak, asla ötekileştirmenin, dayatmayanın olmadığı, siyasetten arınmış duru bir din anlayışı istiyorlar. Ahlâki anlayışın öne çıktığı bir dindarlığı daha çok benimsiyorlar.

Gençlere öncelikle öğrenmeyi öğretmeliyiz. Çünkü dünyadaki bu hızlı değişim sürecine ayakta kalabilenler uyum sağlayabilirler. Uyum, öğrenme tekniklerini bilmekle olur. Çünkü hayat, sadece okulda ya da ailemizden öğrendiklerimizden ibaret değildir. Gençliği kazanamayanlar, geleceklerini kaybederler. Gençliği kurtarma savaşı, bir çeşit kurtuluş savaşı gibidir.

Kuşak kavramı, hemen hemen aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın koşullarında benzer sıkıntıları, yazgıları yaşamış, benzer görevlerle yükümlü olmuş kişiler olarak tanımlanır. Kuşakları anlamak; geçmişi konumlandırmak, geleceği tekrardan korumak adına harika bir olaydır. Bir kuşağı anlamak, bir dönemi anlamak demektir.

Son 50 yılın nesilleri doğdukları dönemlere göre X, Y, Z Kuşağı gibi isimlerle tanımlanıyor. Şimdilerde Alfa ve Gama kuşakları gündemdeki yerini almaya başlamış durumdadır.

Z Kuşağı yüz yüze iletişimi, paylaşımda bulunmayı, öğrenmeyi ve üretmeyi oldukça değerli gören, yaşları genç, enerjileri yüksek bir kuşaktır. Yalnızca yol gösterilmeye ihtiyaçları var. Yol göstermenin öz değerlerimize uygun eğitim sistemiyle sağlanabileceğine inanıyorum.

Bu kuşağa bilgi değil, beceri öğreterek, sınavlara değil, hayata hazırlayarak, dil bilgisi değil, iletişim becerileri öğretilerek, zorlayarak değil cesaretlendirerek, sınırlandırılarak değil, teşvik ederek, öz değerlerimizi davranışlarımızla göstererek geleceğe hazırlayabiliriz.

Z Kuşağı, 2000 yılı ve sonrası doğan, hızlı yaşayan, internetsiz bir dünya düşünemeyen, işbirliğine yatkın, üretici, amaç odaklı, uluslararası fırsatları kovalamak isteyen bireylerdir. Gelişmiş bir teknolojinin içine doğmuş ve büyümüş olan bu nesil, gelecekte tüm ihtiyaçların yine teknolojiyle karşılanacağına inanıyor.

Z kuşağını inanç yönünden gözlemlediğimizde dinden uzaklaşma değil, kendilerine özgü din yorumlarıyla bir yaşam biçimi geliştirmeye çalıştıkları görülür. Farklı inanç ve düşüncelere saygı duyulmasını ve önyargıdan uzak, asla ötekileştirmenin, dayatmayanın olmadığı, siyasetten arınmış duru bir din anlayışı istiyorlar. Ahlâki anlayışın öne çıktığı bir dindarlığı daha çok benimsiyorlar.

Modern dünyanın kavurucu yalnızlığında hakikat arayışında olan bu gençlik, yürekten bir dokunuşun, samimi bir paylaşımın ve dostluğun susuzluğunu yaşarken, kendilerine uzatılacak tertemiz bir el bekliyor. Bugünün gençliğinden söz etmek, geleceğin insanlığından söz etmek demektir.