İblis secde sınavını kaybetti, bizse bol secdeli müminler olarak o sınavı başarmak için gayret etmeliyiz. İblis, samimi olmadığı halde “Rabbim” dedi, bizse bütün kalbimizle “Rabbim” demeliyiz. İblis, batıl uğruna koşturacağım diye ant içti ve sözünü tuttu. Bizler de hak yolunda boş durmayıp koşturacağımıza ant içmeli ve bu andımızın gereğini yerine getirmeliyiz. Elbette biz, gücümüzü Rabbimizden, şevkimizi O’nun buyruklarından alacağız.
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمْ الْمُخْلَصِينَ
قَالَ فَالْحَقُّ وَالْحَقَّ أَقُولُ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنْكَ وَمِمَّنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ
“İblis: Senin kudretine and olsun ki, onlardan, sana içten bağlı olan kulların bir yana, hepsini azdıracağım, dedi. Allah: Doğrudur; işte Ben hakikati söylüyorum, sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım, dedi.” (Sâd, 38/82-85)
Hak batıl mücadelesi, ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem ile İblis ile birlikte başlamış ve kıyamete kadar kesintisiz devam edecektir. İblis, Yüce Allah’ın secde emrini terk etmiş ve bunda ısrar ederek küfrünü ilan etmişti. Buna karşılık Yüce Allah, onu katından, kendisine bahşetmiş olduğu makam ve konumundan tart etmişti. İblis ise Yüce Yaratıcıdan kendisine fırsat verilmesini istemiş, O da imtihanın gereği olarak bunu kabul etmişti. Yüce Allah’tan söz alan İblis, bütün şeytanlığıyla Hz. Âdem’in zürriyetini saptıracağını açıkça deklare etmiştir. Bunu yaparken de yine yemin billah ederek şöyle demiştir: “Senin kudretine and olsun ki, onlardan, sana içten bağlı olan kulların bir yana, hepsini azdıracağım…”(Sâd, 38/82-83)
İblis, hiçbir zaman Yüce Allah’ı inkâr etmemiştir. Secde sınavını kaybedip huzurdan kovulduğunda bile her şeyin O’nda biteceğini çok iyi bildiğinden “Rabbim” diyerek O’na yalvarmış ve O’ndan kendisine fırsat verilmesini istemiştir. Evet, İblis, bunca azgınlığına rağmen Yüce Allah’ı bütünüyle inkâr etmemiş, O’ndan korktuğunu itiraf etmiştir. Ne hazin ki şeytanî okullarda yetişen münkirler, sonuçta şeytanı da geride bırakarak Yüce Allah’ı inkâr etmişlerdir:
“Rabbin meleklere: Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın, demişti. Bunun üzerine, İblisin dışında bütün melekler hemen secde ettiler. O, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.
Allah: Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir? dedi.
O: Balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattığın insana secde edemem, dedi.
Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır, dedi.
Rabbim! Beni hiç olmazsa, tekrar dirilecekleri güne kadar ertele, dedi.
Allah: Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın, dedi.
Rabbim! Beni saptırdığın için, and olsun ki yeryüzünde fenalıkları onlara güzel göstereceğim; halis kıldığın kulların bir yana, onların hepsini saptıracağım, dedi.
Allah söyle dedi: Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır. Ve Cehennem onların hepsinin toplanacağı yerdir.” (Hıcr, 15/28-43; A’râf, 7/11-18)
Müşrikleri müminlerle savaşa kışkırtan, onları olmadık vaatlerle savaşın eşiğine getirdikten sonra onları yolda bırakan bir şeytandır bu düşman:
“Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur, doğrusu ben de size yardımcıyım, dedi. İki ordu karşılaşınca da geri dönüp, benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz ben Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir, dedi.” (Enfâl, 8/48)
Şeytanın zorda kalınca yaptığı bu itirafları, Rabbim diye yakarışı asla kabul edilmemiş ve o kâfirlerden sayılmıştır: “İblis'ten başka bütün melekler secde etmişlerdi. O, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştu.” (Bakara, 2/34; Sâd, 38/73-74)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız