Hz. Peygamber (sav) ramazan ayında diğer vakitlere nazaran daha fazla cömert olurdu. Fakir ve fukaraya kol kanat gerer onlarında ramazan ayında benzer nimetlere erişebilmesini arzu ederdi. Ashab-ı kiramı buna teşvik ederdi. Müslüman iftarla mümin kardeşlerinin sevincine ve sevabına ortak olmaya çalışmalıdır. Sadaka-i fıtır ile insanların ihtiyaçlarını karşılamalı, sıkıntılarına çare olmalı, bayram sevincini kardeşleriyle beraber yaşamalıdır.

Hira'da Hz. Peygamber (sav)’e inen Kur'an'ı gönlüne, hayatına inzal ederek Kur'an'la yaşamaya, Kur'an'ın ahlakı ile ahlaklanmaya, hayatına Kuran'ı hâkim kılma sözünü vererek Kur'an'la yeniden dirilmeye karar vermelidir. Ramazan gecelerinde özellikle de son on gecede namaz ve Kur’an’la birlikte zikir, tesbihat, dua, tövbe ve istiğfar gibi kalbi ve lisanî amellere de bolca yer vermelidir.

Ramazan ayı, Allah'ın mümin kullarına kurtuluş selamet bereket ve huzur için imkânlar sunduğu önemli zaman dilimlerinden biridir. Müslüman’a düşen görev sunulan bu imkânı en güzel şekilde değerlendirmektir.

Ramazan berekettir! Ramazan mekteptir! Ramazan kulluktur! Ramazan kardeşliktir! Ramazan Melekleşmektir! Ramazan infaktır! Ramazan Kur'an'dır! Ramazan oruçtur! Ramazan sevmektir! Ramazan sevilmektir! Ramazan dosdoğru Müslüman olmaya çalışmaktır! Ramazan Cenneti kazanmak Cehennemden Kurtulmaktır!

Ramazan ayına kavuşmayı Hz. Peygamber (sav) aylar öncesinden Rabbinden niyaz eder “Allahʼım! Receb ve Şâban’ı bize mübarek eyle! Bizi Ramazan’a kavuştur ”(Ahmed, I, 259) diyerek dua ederdi. Müslümanlarda Ramazan'a kavuşmayı Rabbinden istemeli kavuşunca da Rabbine şükrederek Ramazan'ı ihya etmenin yollarını aramalıdır.

Ramazan ayını değerli kılan önemli iki husus vardır. Bunlardan birincisi oruçtur, orucun bu ay da farz kılınmasıdır. İkincisi Kadir gecesidir. Kadir Gecesi'ni değerli kılan da Kur'an'ın bu gecede Hz. Peygamber (sav)e nazil olması, insanların gönüllerine, hayatlarına inmeye başlamasıdır.

Müslümanlar Ramazan ayını ve Kadir Gecesi'ni Hz. Peygamber (sav)in örnekliğinde idrak ve ihya etme gayretinde olmalıdır. Hz. Peygamber (sav)in Ramazan yaşantısı hadislerden anladığımız şekli ile şu şekilde gerçekleşmektedir.

1-Oruç tutmak: Hz. Peygamber(sav) mazeretsiz hiçbir şekilde oruç ibadetini terk etmemiş Ramazan ayının tamamını hakkıyla tutmuş önündeki Şaban ve sonrasındaki Şevval aylarında da nafile oruç tutarak takvaya ulaşmaya çalışmıştır. Oruç tutmak akıl, baliğ, sağlıklı, mukim olan ve her Müslüman üzerine farzdır.“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç farz kılındı. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.” (Bakara, 2/183-185) Şartları tutan her Müslüman hakkıyla tutmaya çalışmalıdır. Orucu eline, diline, beline, gözüne, gönlüne, zihnine bütün bedenine ilmek ilmek işleyerek, hâkim kılarak adeta melekleşme gayret ve çabasına girmelidir. Nefis terbiyesini gerçekleştirerek takva elbisesine bürünmelidir. Orucu kendine kalkan yaparak kötülerle, kötülüklerle arasına duvar örmelidir. Hakkıyla tutulan orucun geçmiş günahlara keffaret olacağını unutmamalıdır.“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, “Îmân”, 28)