Dünya bir yolculuktur. Bu yolculukta kılavuz Kur’an’dır. Kur’an’sız kalan hayat baştan sona uryandır. Vahiy ile inşa olunmayan hayat bayağı ve boştur. Hayatı beşikten mezara kadar ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde vahiy ile inşa etmenin derdine düşmüş olan her Müslüman hoştur.

Müslümanlar; bütün zamanlarda ve mekânlarda bereketli ve hareketli insanlardır. Bereketi ve hareketi kaybedenler, İslâm medeniyetine olan aidiyetlerini unutanlardır. Müslümanların yaşadıkları bir mekânda ve zamanda mutlaka bereket ve hareket gündeme gelir.

Şehr-i Ramazan; Allah’a olan aidiyetimizi sorgulama ve muhkemleştirme ayıdır. Bu ayda bereket harekete dönüşür. Kur’an, insanı değerlendiren ve insana değer kazandıran bir kitaptır. Kur’an mübarektir; insanı bereketlendirir ve hareketlendirir. Kur’an’ın hayata dönüşmediği, dönüştürülmek istenmediği bir yerde bereket ve hareket olmaz. Kur’an, bize Allah’ı tanıtan ve bizi O’na yaklaştıran kitaptır. Aynı şekilde Kur’an, insan davranışlarını değerlendiren bir kitaptır. O, hem yanlışları düzelten, davranış bozukluklarını tashih eden; hem de birincil çözümler üreten ve öneren bir kitaptır. Çaresizler için daimi çare kitabıdır. Niyeti, düşüncesi, konuşması ve davranışlarıyla sürekli bir şeyler yapan, hareket halinde olan insanın, tüm eylemlerinin Kur’an’a göre bir adı ve değerlendirmesi vardır. Kur’an’a göre o yapılanlar ya helaldir, ya haram; ya iyidir, ya kötü; ya güzeldir, ya çirkin; ya yararlıdır, ya yararsız; ya uygundur, ya uygunsuz. Yine yapılan davranışlar Kur’an ile anlamlı ve değerli hale gelir.

“Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah tebârekedir/Allah’ın şanı yücedir.” (Furkan, 25/1)

Bu ayet-i kerime’de geçen “Tebâreke” kelimesi; mübarek, bereket, tebrik manalarına gelir. Nitekim Tebâreke ifadesi, İslâmî literatürde lafza-i celâlle birlikte “Allah Tebâreke ve Teâlâ” ve “Tebârakellah” şeklinde sıkça kullanılan bir kelimedir. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler aracılığıyla İslâmî literatürde yaygınlaştığına göre, bu kaynakların ikisinde de “Tebâreke” ifadesi sırf Yüce Yaratanla alakalı bir sıfat olarak kullanılmıştır. Kur’an’da kutsal veya kutsallık anlamına en yakın manada kullanılmış olan diğer bir kelime de “mübarek” kelimesidir. Kökeni itibariyle “bereket” veya “bereketli-mübarek” gibi anlamlara gelen bu kelime, Kur’an’da çeşitli şekillerde kullanılmıştır. (Bkz. Abdülbâki, Muhammed Fuad, el-Mu’cemü’l-Müfehres li-Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerim ) Özellikle “âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (ma’bed), Mekke’deki (Ka’be)’den” bahseden ayette bu kelimenin kullanılmış olması (Bkz. Âl-i İmran, 3/96); diğer bir ifadeyle, İslâm açısından yeryüzünde en kutsal mekân olarak kabul edilen Ka’be’den bahsederken “mübarek” lafzının kullanılmış olması, bu kelimenin kutsalı veya kutsal mekânı belirtmede kullanılan en önemli kelimelerden olduğunu göstermektedir. Ayrıca İsrâ Suresi’nde, Hz. Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya götürüldüğü belirtilen ayette (Bkz.İsra, 17/1) , Mescid-i Aksâ’dan, “çevresini mübarek kıldığımız” diye bahsedilmiş olması da, “mübarek” kelimesinin, “kutsal” anlamına çok yakın bir kullanıma sahip olduğunu göstermektedir. Yine En’âm, 6/92, Enbiya, 21/50, Sâd, 38/29’da Kur’an-ı Kerim’den; Müminûn, 23/29’da Hz.Nuh’un Tufan’dan sonra indirilmesi için dua etmesi istenen yerden; Kâf, 50/9’da da gökten indirilen su’dan bahsederken “mübarek” kelimesinin kullanılmış olması da, Kur’an’ın kutsallık anlayışı açısından önemlidir. Dolayısıyla kişide bulunan herhangi bir birikim onu cennete götürecek kazanımdaysa bereketlidir. Kişinin sahip olduğu mal, para, ilim, birikim kendisini cennete götürme yolunda ise bereketlidir. Aksi durumda bunlar kişiyi cehenneme götürecek yoldaysa –ne kadar çok olursa olsun- bereket değil felakettir. Ehl-i bereket ile ehl-i felaket bir olmaz. İşte Şehr-i Ramazan bereket ehli ile felaket ehlinin birbirinden ayrıldığı aydır.

Kur’an mübarektir; fayda ve bereket doludur. İnsanlığa sulhu salahı, ıslahı ve maslahatı getiren kitap Kur’an’dır. O, bereketin ve hareketin kaynağıdır. Çünkü onun bir ismi de “Mübarek”tir.

“İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz?” (Enbiya, 21/50)

Kur’an; Tebâreke ve Teâla olan Allah’tan nazil olmuş mübarek bir kitaptır. Ramazan ayı, Kur’an’daki fayda ve bereketin harekete dönüştüğü aydır. Şehr-i Ramazan; hayatı vahiy ile inşa ve ihya etmenin fiili tatbikattır. Kur’an’ın mübarekliğine inanmış bir ferdin, ailenin, cemiyet ve devletin Ramazan ayında vazifesi; hayatı vahye okutmak, bütün uygulamaların sağlamasını vahyi ile yapmaktır.