Eğitim; nesillerin kişiliğini şekillendirme yöntemidir. Eğitimin kalitesi; fertlerin ve toplumların geleceğini ve istikbalini belirler. Bir toplum, geleceğinin nasıl olacağını görmek istiyorsa; nesillerini nasıl eğittiğine bakması yeterlidir. Toplumlar, çocuklarını ve gençlerini neleri önemseyerek eğitiyorlarsa, gelecek nesillere o yaşam tarzını miras bırakıyorlar.
İmamlarımız, namazı selamladıktan sonra cemaate dönerler. Sünnettir. Rasülullah (sav) de namazları kıldıktan sonra cemaate dönerdi. Fakat o, tespih çekip dua edip kalkıp gitmezdi. Cemaate yeni gelen vahyi bildirir, bazı konuları öğretir ya da -varsa- sorularını dinler, cevap verirdi. Eğitim amaçlı sohbet ederdi.
Eğitim; insanlar arasında değişim sağlayan iletişimdir. Olumlu da olur, olumsuz da… Olumsuz eğitimi, eğitim olarak görmüyoruz.
Talim, terbiye, tahsil, maarif, kültür anlamına gelen eğitim, insana mahsus bir özelliktir. Hayvanların içgüdüsel şartlanmalarından farklı bir olaydır.
Eğitimin belli bir sahası ve sınırı yoktur. İnsanın ihtiyaç ve ilgi duyduğu her konu, eğitimin de konusudur. Uygun olan her yer; eğitimin okuludur. Uygun olan her zaman; ders saatidir.
Eğitim; doğumdan ölüme kadar devam eden bir süreçte insanı, insan olarak yetiştirme ve olgunlaştırma sanatıdır.
İnsanın, fıtratını arayış yoludur eğitim.
Kendisine, ailesine ve topluma faydalı olan kâmil insan ancak eğitimle yetişir.
Eğitim aileden başlar. Ailede öğrenilip yaşanmayan güzellikler, toplumda da yaşanmaz.
Eğitim; nesillerin kişiliğini şekillendirme yöntemidir. Eğitimin kalitesi; fertlerin ve toplumların geleceğini ve istikbalini belirler. Bir toplum, geleceğinin nasıl olacağını görmek istiyorsa; nesillerini nasıl eğittiğine bakması yeterlidir. Toplumlar, çocuklarını ve gençlerini neleri önemseyerek eğitiyorlarsa, gelecek nesillere o yaşam tarzını miras bırakıyorlar.
Fıtrat dini olan İslam’ın, eğitime verdiği önemi, başka hiçbir dinde, ideolojide ve düşünce sisteminde görmek mümkün değildir. Eğitime ve öğretime teşvik eden sadece Peygamberimizin hayatından örnekleri buraya taşımamız bile sayfalarca yer tutacaktır. Onun bütün hayatı ve sözleri, insanları eğiten ders niteliğindedir. Eğitim konusunda da o en güzel örnekti.
Son Elçi (sav), Medine’ye hicret edince, İslam devletini kurmadan önce devletin ve sosyal hayatın temelini oluşturacak beş önemli işe el attı: Daha devesinden inmeden, bir mescit yeri belirledi ve inşaatını başlattı. (Mescit, sadece namaz kılma yeri değil, aynı zamanda bir ilim öğrenme, eğitim ve Müslümanların meselelerinin konuşulduğu bir toplantı merkezleriydi.) Mescidin yanında ayrıca eğitim ve öğretimin yapıldığı yatılı Suffe öğretmen okulunu inşa etti. (Diğerleri: Medine’de ticareti, iktisadî iyileşmeyi ve ekonomiyi temsil eden bir pazar yeri ve çarşı hazırlattı. Müslümanlar arasında sosyal dayanışmayı temsil eden Ensar ve muhacirler arasında kardeşlik bağları kurdu. Müslüman olmayanların da adaletli bir şekilde hak ve hukuklarının gözetilip korunması hedeflenerek bütün Medine halkının üzerinde anlaştıkları bir anayasanın(Medine Sözleşmesi’nin) imzalanmasını sağladı.)
Allah’ın bildirdiklerini insanlara bildirmek, öğretmek ve eğitmek peygamberin asli görevidir. “Kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, sizi aklayan, size kitap ve hikmeti öğreten ve size bilmediklerinizi öğreten bir Rasül gönderdik.” (Bakara, 2/151) buyuruyor Rabbimiz.
Erkam’ın evi; Müslümanların bir araya geldiği bir mekân, sorunlarının konuşulduğu bir toplantı yeri ve aynı zamanda dinlerini öğrendikleri bir halk eğitim merkeziydi.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız