Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhaba Kıymetli Okuyucularımız

  • 01 Ağustos 2023
  • 219 Görüntülenme
  • 488. Sayı / 2023 Ağustos

Seküler dünya düzeni hayatı anlam ve amacından koparıp, değersizleştirme üzerine kurulmuştur. Bu süreç, insanı Rabbiyle yapmış olduğu fıtrat sözleşmesine ihanet ettirerek insanlığını unutturup esfeli safiline indirene kadar devam edecektir. Planlı bir şekilde yürütülen değersizleştirme programı, dünyayı ıslah etmekle görevli insanı daha günahkâr ve daha hazcı bir varlık haline getiriyor. Artık insan hiçbir şeye değer vermiyor, fiyat belirleyip etiketine yazıyor. Çevresindeki her şeyi alınıp satılabilen bir meta gibi görüyor. Değer biçme ve fiyat belirleme eşya ile sınırlı kalmayıp insana kadar uzandı. İnsana ve eşyaya karşı böylesine bir yamuk bakış açısı kadim toplumlarda yaşanmamış bir süreçtir. İnsan, kendi eliyle kendisini hiçbir dönemde bu kadar değersizleştirmemişti. Yaşanmakta olan bu süreç ne yazık ki sadece batı toplumlarıyla sınırlı değil. Adeta bir virüs gibi bütün toplumlara bulaşıyor. Varlığını hissettirmeden insanın fıtratını bozuyor. Fıtrattaki bozulma düşünceyi ve ameli de fesat ediyor. Düşüncesi ve eylemi bozulan insan, dünyaya gönderiliş amacının tam zıddı olan bir istikamete yöneliyor. Daha doğrusu istikametsiz ve yönsüz kalıyor. Nerede ve nasıl bir ahlaki çözülme- bozulma ve kokuşmaya sebep olacağı kestirilemez hale geliyor. Islah unutulup yerine ifsat hâkim oluyor. Böylesine bir insan tipi, adeta bir saatli bomba gibi toplumun ahlakını tehdit ediyor. Bütün haramlar ve günahlar artık sıradan ve normalmiş gibi algılanıyor. Böylesine tehlikeli bir algı yöntemi artık İslam toplumlarında ve muhafazakâr bireylerde dahi alttan alta varlığını göstermeye başladı. Modern dünyanın Müslümanları günah ve ahlaki kokuşma karşısında duyarsız ve edilgen bir şahsiyet haline geldiler. Yüce Yaratıcının insan için çizdiği sınırların çiğnenmesinin Müslüman şahsiyetler tarafından dahi basite alınması hassasiyetlerimizin kaybolduğunun en büyük delilidir. Haramların aleni reklamı şahsiyetimizde ciddi erozyonlara sebep olmuştur. Şunu unutmayalım ki yaşanmakta olan ahlaki bozulma ve kokuşma mutlaka bireysel ve toplumsal anlamda bizleri de etkilemiştir. Artık Müslümanlar günahları konuşurken işlenen günahı basite indiriyor ve normalmiş gibi davranıyor. Basite indirdiğimiz ve normalmiş gibi karşıladığımız günahlardan biri de sapkın cinsel tercih ve akımlar.

İnsanlık tarihindeki bütün ilahi şeriatların tümünde olduğu gibi, İslam şeriatında da fıtrata aykırı cinsel yönelimler günah sayılmıştır. Karşılıklı rızaya dayalı olsun-olmasın bütün cinsel sapkınlıklar günah kapsamına girer. İslam, cinsel sapkınlıkları şiddetle yasaklamıştır. Kur’an, insan fıtratına aykırı bu tür sapkınlıkların geçmiş kavimlerdeki örneklerini verip onların uğradığı feci akıbetleri gündeme getirerek bu tür sapkınlıkları ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Efendimiz bu tür sapkın yönelimlerin oluşmaması için fertlerde sağlam bir vicdan oluşturulmuş ve aileyi toplumun temel taşı ilan etmiştir. Onun terbiyesi ile ortaya numune şahsiyetler çıkarılmıştır. Cinsel sapkınlıklar dâhil bütün günahlara karşı refleks olarak tepki veren bir toplum inşa edilmiştir. Cinsel sapkınlık için kullanılan bütün kavramlar ağırlığını sahabenin tasavvurunda hissettirmiştir. Rastgele ağza alınan ve konuşulan bir ifade olmamıştır.

İçinde yaşamış olduğumuz toplumda cinsel sapkınlıkları ifade eden kavramlara karşı başlatılan hafifletme ve normalleştirme süreci maalesef Müslümanlar arasında kendini göstermeye başladı. Artık bizler bu tür büyük günahları burnumuzun ucundaki bir sinek gibi algılamaya başladık. Cinsel sapkınlıkları ifade eden kavramların yaşamış olduğu anlam kaybı, zihinsel yapımızı bu günahlar karşısında duyarsız ve şuursuz bir hale getirdi. Burada dikkat etmemiz gereken bir başka konu da cinsel sapkınlıkların çeşitlerinin ve şekillerinin artmış olmasıdır. İnsanı insan yapan bütün yetiler cinsel sapkınlıklara bir şekilde bulaştırılmak isteniyor.

Yaşadıkları coğrafyalar farklı olmasına rağmen hem Müslümanların hem de farklı dinlere mensup birçok insanın cinsel sapkınlıklardan şikâyetçi olduğunu görüyoruz. Bireysel ve toplumsal hayatı ifsat etmeyi hedefleyen, insan fıtratına aykırı bu tür akımlara karşı üst seviyede bilinç ve tepki oluşması için bu sayımızda siz kıymetli okurlarımızın huzuruna “Fıtrata Aykırı Sapkın Akımlar” dosyasıyla çıkıyoruz.

Değerli yazarlarımıza, yüreklerinden gelip kalemlerine dökülen, elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

488. Sayı Ağustos 2023