Bugün demokrasinin beşiği olarak lanse edilen Avrupa, gerçekte Afrika'nın ve Amerika'nın yıllarca sancı çekmesine sebep olan ırkçı zihniyetin beşiğidir. Avrupa, hukuk metinlerini ve resmi prosedürlerini ırkçı anlayıştan temizlemiş görünse de gerçekte ırkçı zihniyetinden kendini kurtarmış değildir.
1954-62 yılları arasında verilen Cezayir bağımsızlık savaşı esnasında Fransız işgal güçlerinin bu ülkede 1,5 milyon insanı öldürdüklerini hatırlatmakta yarar görüyoruz. Bu savaş esnasında Fransız işgalciler bağımsızlık savaşına katılanlara "ibret (!)" olsun diye esir aldıkları bazı mücahitleri uçaklardan atıyorlardı. İşte bu vahşetin sergilendiği tarihten bugüne fazla bir zaman geçmiş değil. O günden bugüne o insanlık dışı ırkçı ve vahşi anlayışta söze gelir bir değişme olmadığı görülüyor.
Ribat'ın Mayıs 2017 sayısında yayınlanan "Batı'da Yükselen Irkçılık" başlıklı yazımızda, ırkçılığın genel bir değerlendirmesini yapmış, Batı ülkelerindeki felsefi, siyasi ve toplumsal temelleri hakkında bilgi vermiş, uzun zamandan beri kendine herhangi bir şekilde zemin bulduğu Batı dünyasında son zamanlarda özellikle de İslam'ı ve Müslümanları karşısına alarak yeniden yükselişe geçmesi hakkında genel bir değerlendirme yapmıştık. Orada yazdıklarımızı burada tekrar etmeye gerek görmüyoruz. Ancak geçtiğimiz Haziran ayı sonlarında Fransa'da yaşanan bir olayın sebep olduğu çalkantılar ve bu süreç içinde yaşanan gelişmeler, ırkçılığın toplumsal bir hastalık haline geldiği ülkelerden sayılan Fransa'da resmi ideolojinin ve kurumların bu hastalığın yayılmasında ve kangrenleşmesinde önemli bir rolü olduğunu çok açık bir şekilde ortaya çıkardı. Biz de bu vesileyle, normalde güvenlik ve istikrarı sağlama görevini üstlenmiş kurumlarda, güvenlik ve istikrarın baş düşmanı ırkçılığın Fransa’da nasıl kazıklarını çakmış olduğuna dikkat çekmek istiyoruz.
Fransa’da başkent Paris’in banliyösü durumundaki semtlerden birinde aslen Cezayirli, Nail isimli 17 yaşındaki bir genç, 27 Haziran Salı günü yani Kurban bayramının arefesinde “Dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis tarafından öldürüldü.
Emniyet teşkilatının iddiasına göre gencin vurulmasının sebebi trafik kurallarına riayet etmediği gibi polisler açısından tehlike oluşturan teşebbüslerde bulunmasıydı.
Polis kendini haklı çıkarmak için önce, gencin arabasını iki polisin üzerine sürdüğü iddiasında bulundu. Ancak ortaya çıkarılan videolar bu iddiayı yalanladı. Sonra “Dur” ihtarına uymaması gerekçe gösterildi. Ancak yapılan tespitler, gencin durdurulması değil öldürülmesi kastıyla ateş edildiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Bu sebeple, ilgili kurum yapılan soruşturma neticesinde sorumlu tutulan polisleri açığa alma ihtiyacı duydu.
Tahlil ve yorumlarda gencin tamamen ırkçı saiklerle, Cezayirli ve Müslüman olması sebebiyle öldürüldüğüne dikkat çekiliyordu. Polisin ortaya çıkan videolara yansıyan tavır ve tepkileri de bu yöndeki tespitleri doğrular nitelikteydi.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız