Dünya, Allah’ın yarattığı varlıkların en mükemmeli olan insan için bir misafirhanedir. İnsan soyu dünya misafirhanesinde kıyamete kadar ağırlanacaktır. Dünyanın ekolojik ve kozmik düzeni bu kutlu misafir için konulmuştur. Her şey insan soyu için Yüce Yaratıcı tarafından en güzel ve en hassas şekilde düzenlenmiştir. Konulan düzenin korunması ve devamı ise insana emanet edilmiştir. Karada ve denizde her türlü bozgunculuk ve fesat yasaklanmıştır. Kara ve denizdeki fesadın faturasının misafir tarafından ödeneceği kesin olarak belirlenmiştir. İnsan soyu bütün ilahi uyarılara rağmen tarihin değişik dönemlerinde misafirhanesine ve Allah’a ihanet etmiştir. Bu ihanetlerin sonucunda birçok doğal afetler, kıtlıklar, depremler ve tufanlar yaşanmıştır. Misafirhanenin ekolojik ve kozmik düzenindeki bozulmalar artık insan soyunu tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Şahit olduğumuz deprem ve kıtlıklar bunun en güzel kanıtıdır. Bugün dünyanın bazı bölgelerinde yaşanmakta olan kıtlık milyonlarca insanı tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Rahman olan Rabbimizin rahmeti olan yağmur, bazı bölgelere yıllardır bir damla dahi uğramıyor. Ekolojik dengedeki önü alınamaz bozulmalar yağmurların bölgesel dağılımını değiştirdi. Dünyanın bir tarafında sel felaketleri yaşanırken diğer bir tarafına bir damla rahmet düşmez oldu. İnsan soyu misafirhanesi olan dünya emanetine ihanet etmeye devam ettiği sürece bu tür kıtlık ve felaketleri de yaşamaya devam edecektir. Ama insanlığı sosyal felaketlere götürmekte olan bir başka kıtlığı daha en şiddetli haliyle yaşamaktayız. İşin en tehlikeli boyutu ise yaşadığımız kıtlığın farkına varabilmiş değiliz. Farkına varamadığımız bu kıtlık, bizi ekolojik ve kozmik dengedeki bozulmalarla kıyaslanamayacak şekilde tehdit etmektedir.
İnsanlık, her geçen gün insan olduğunu daha hızlı bir şekilde unutur hale geldi. Ahseni takvimden esfeli safiline doğru inanılmaz bir düşüş başladı. Yaşanmakta olan durum, bir uçağın gökyüzündeki irtifa kaybı gibi insan kumaşının kalitesindeki düşüştür. Hz. Âdem ile başlayan insanlık tarihi hiçbir döneminde bu kadar şiddetli bir örnek şahsiyet kıtlığı yaşamamıştır. İnsan, kendi kendine hiç bu kadar yabancılaşmamış ve kendinden bu kadar kopmamıştır. Kendilerine gelen Rahmet Elçilerini dikkate almayarak işledikleri günahlar yüzünden helake uğrayan hiçbir toplum, günümüz toplumu kadar günaha batmamıştır. Yüce Yaratıcı insanlığın yaşacağı bu büyük tehlikeyi önlemek için mutluluk kitabımız Kur’an’da örnek şahsiyetlere yer vermiştir. Her bir peygamber insanlığın önüne konan ilahi bir örnektir, numune şahsiyettir. İnsan, yaratılışı gereği örnek almadan öğrenemez. Beşer olmaktan çıkıp insan olmayı öğrenmenin yolu, model şahsiyetleri örnek almaktan geçiyor. Günümüz toplumu model şahsiyet kıtlığını aileden başlayarak hayatın her bir alanında yaşıyor. Evde ebeveyn, çocuklarının fiziki ve biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için vermiş oldukları mücadelenin çok daha azını onlara örnek olmak için vermiyorlar. İnsanlığa şahit olsun diye vasat ümmet olarak nitelendirilen İslam toplumu, bu ilahi lütfü tıpkı israiloğulları gibi unuttu. İman etmiş olduğumuz peygamberlerimizin misyonunu yerlere serdik. Müslüman şahsiyeti temsil edemeyişimizin bir sonucu olarak dinimizi de temsil edemez hale geldik. İnsanlık ve müminlik onurumuzu fark etmeksizin ayaklar altına aldık.
İçinde bulunduğumuz bu durumdan kurtulmamız peygamberlik yani örneklik müessesini canlandırmamıza bağlıdır. Bütün insanlığın yaşayacağı sosyal kıyameti önlemek İslam ümmetinin görevidir. Yetiştireceğimiz örnek şahsiyetler, insanlığa kaybettiği insanlığını hatırlatacak ve iade-i itibar yapacaktır.
Peygamber kıssalarını Rabbimizin anlatmaktaki muradı; toplumların önüne numune şahsiyetler yetiştirmektir. Her birimiz kendi kendimize “Hz. Âdem’i, Hz. İbrahim’i, Hz. Musa’yı, Hz. İsa’yı ve zamana ve zemine takip edilmek için izler bırakan diğer peygamberleri nasıl örnek alabilirim?” diye sormalıyız. Toplumumuza örnek şahsiyetler yetişmesine vesile olması umut ve duasıyla bu sayımızda sizlerin huzuruna “Müslüman Şahsiyet” dosyasıyla çıkıyoruz.
Kalplerinden gelip kalemlerine dökülen, elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için değerli yazarlarımıza teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.