Rabbimiz tarafından cennet kontenjanının en geniÅŸ haliyle açılmış olduÄŸu mübarek bir zaman dilimindeyiz. Bu cennet kontenjanını bütün dünya nüfusu doldurmaya yetmez. Yine Rahman olan Rabbimiz öyle bir af kredisi açmış ki, bütün insanlığın günahları toplansa onu tüketmeye yetmez. Bu kontenjanda herkese yer var, bu kredi herkese yeter. Bu ayın rahmetinden ve bereketinden ÅŸemsiyelerini açıp kuru kalmakta inat edenlerimiz hariç, herkes nasiplenecektir.
Ramazan getirmiÅŸ olduÄŸu güzellikleriyle solumuÅŸ olduÄŸumuz havaya dahi tesir etmiÅŸtir. Bu mübarek zaman diliminde gökyüzündeki melekler yeryüzündeki insanlar için istiÄŸfar mesaisi yapmaya baÅŸlamış. Yeryüzündeki insanlar da gökyüzündeki meleklere benzemek için dünya meÅŸgalelerini azaltıp kendilerini ibadete adamışlardır. Çevremize bir bakalım, canlı cansız her ÅŸey Ramazan'dan nasibini almış, kutuplarda ya da çölde olsun hiç fark etmez, her yerde mevsim aynı; Ramazan...
Ä°nsanoÄŸlunun iÅŸlemiÅŸ olduÄŸu günahlarla manen, eliyle yapmış olduklarıyla da madden kirlenmiÅŸ bir dünyada yaşıyoruz. Seküler kirlilik, hayatın bütün alanlarına nüfuz ediyor. Siyaset, ticaret, medya, kültür, sanat, ahlâk, sokak... Her ÅŸey bu kirlilikten nasibini alıyor. FahÅŸâ, münker, azgınlık, açgözlülük, lüks, israf, ÅŸiddet, bencillik sistemli olarak yaygınlaÅŸtırılırken; adalet, ihsan, infak, yardımlaÅŸma, dayanışma, paylaÅŸma, itidal, tevazu, sabır, takva, affetme, sevgi, vefa gibi erdemler unutturuluyor, törpüleniyor, aşındırılıyor. Kötülerin çoÄŸalması ve kötülüklerin yaygınlaÅŸması ise, ruhumuzu daraltıyor, içimizi burkuyor ve adeta ufkumuzu karartıyor…
Ä°ÅŸte, tam da böyle bir anda Ramazan imdadımıza yetiÅŸiyor. Paslanan, kirlenen, katılaÅŸan kalplerimizi rahmet deryasında yıkayıp arındıracak, yumuÅŸatıp itminana, sekînete erdirecek kutlu mevsim baÅŸladı. Ä°nsanlığımızı, kulluÄŸumuzu, sorumluluklarımızı, görevlerimizi hatırlamak için bu ayda inen Kur’an’ın ebedi mesajlarına kulak vereceÄŸimiz, hakkı batıldan ayıran ÅŸaÅŸmaz ölçülerine sımsıkı sarılıp, iÅŸaret ettiÄŸi dosdoÄŸru yolda yürüyeceÄŸimiz bir mana iklimine daldık; bereket, maÄŸfiret, merhamet, huzur ve barış iklimine...
Rasûlüllah (sav)’in “sabrın yarısı” buyurduÄŸu orucumuzla; yalnız midelerimizi boÅŸ bırakmakla yetinmeyip, gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza, hâsılı tüm vücudumuza hükmedecek, arzularımıza gem vuracağız...
Rasûlüllah (sav)’in, “Ramazan ayı girince göklerin/Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır, ÅŸeytanlar zincire vurulur” hadis-i ÅŸerifindeki müjde ve fırsatlardan faydalanarak; yine Allah Rasûlü (sav)’in,“damarlarınızda akan kan” gibi dediÄŸi ÅŸeytanı, oruç, namaz ve Kur’an’dan güç alarak zincire vuracağız... Nefis ve ÅŸeytanın hâkimiyetinden kurtulup yalnız Allah’a teslim olarak Cehennem kapılarını kapatacak, Cennet’in kapısını aralayacak sabredenlere vaad edilen hesapsız mükâfat’a nail olacağız inÅŸaallah...
“Ramazan’ın evvelini rahmet, ortasını maÄŸfiret, sonunu cehennem ateÅŸinden azad oluÅŸturur” buyuruyor Peygamberimiz. Ä°lahi rahmete, maÄŸfirete ne kadar da ihtiyacımız var. Hele ateÅŸten kurtulmaya.
Rabbimiz tarafından cennet kontenjanının en geniÅŸ haliyle açılmış olduÄŸu mübarek bir zaman dilimindeyiz. Bu cennet kontenjanını bütün dünya nüfusu doldurmaya yetmez. Yine Rahman olan Rabbimiz öyle bir af kredisi açmış ki, bütün insanlığın günahları toplansa onu tüketmeye yetmez. Bu kontenjanda herkese yer var, bu kredi herkese yeter. Bu ayın rahmetinden ve bereketinden ÅŸemsiyelerini açıp kuru kalmakta inat edenlerimiz hariç, herkes nasiplenecektir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız