Sayı : 508   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Değerli Okuyucularımız

  • 08 Mayıs 2020
  • 1415 Görüntülenme
  • 449. Sayı / 2020 Mayıs

Rabbimiz kullarını, ferd, aile, toplum, millet, ümmet, devlet, hastalık, sağlık vs. konularda, alanlarda imtihan eder. İmtihanın boyutunu, zamanını, miktarını, cinsini de O belirler. Allah haliktir, kul ise kasib, yani Allah yaratır, kul ise çalışır. Değişmez yasalarından biri de “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” (Necm, 53/39) gerçeğidir.

Yine Rabbimizin kudret elinde tuttuğu günler vardır. İbrahim Suresi ile Casiye Suresinde “Eyyümullah” yani Allah’ın günleri ifadesi geçer. Bu günler, zafer ve mağlubiyet günleridir. Bedir zaferi nasıl Rabbimizin zafer günlerinden biri ise, Uhut mağlubiyeti de Rabbimizin günlerinden biridir.

Yani Kur’an ifadesi ile Yüce Allah, günlerini, insanlar arasında dolaştırır. Yeter ki bu hassas gün ve zamanlarında insan, Rabbi ile irtibatını askıya almasın.

“Allah darlık da verir, bolluk da verir.” (Bakara, 2/245)

Mekke dönemine baktığımızda, cahili sistem, Müslümanlara baskı yaptı. Nice insanlar aç bırakıldı, işkenceye tabi tutuldu, akla hayale gelmeyen baskı-dayatmalar yapıldı. Ne var ki sahabeden hiçbir Müslüman kadın-erkek olsun taviz vermedi. Dimdik ayakta kalmayı başardılar ve kıyamete kadar gelecek tüm insanlığa örnek oldular.

Daha sonra Hicret yolculuğu başladı. Medine’ye hicret ettiler. Ne var ki, İbn Abbas (ra)’ın ifadesi ile muhacirlerden bazı sahabeler az da olsa taşa toprağa, bağ-bahçeye yöneldiler. Bunun üzerine, Hadid Suresi indi. İlgili surenin 16. ayeti, sahabe içinde bazı insanları azarladı. İman edenlerin, Allah’ı anmak ve vahyedilen gerçeği düşünmekten dolayı kalplerinin heyecanla ürperme zamanı gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilmiş ve üzerlerinden uzun zaman geçip kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu yoldan çıkmışlardır.” (Hadid, 57/16) Bu azarlamaya, teşvik azarlaması ismi verilmiştir.

Yani Mekke’de Müslümanlar tüm baskı ve zulümlerle imtihan edilirken, Medine’ye hicretten sonra Müslümanlar, dünya nimetleriyle imtihan edildiler.

Hanginizin daha güzel/iyi amel yapacağınızı denemek için ölümü/ yokluğu ve hayatı/varlığı yaratan, O’dur. O mutlak galiptir; affedicidir.” (Mülk, 67/2)

Dünya hayatının, varlığın ve yokluğun, neticede ölümün yaratılışının sebebi hikmeti insanın imtihan edilmesidir. İnsan, dünya hayatında her zaman ve mekânda imtihan halindedir. Bu ayki sayımızda siz değerli okurlarımızın huzuruna “İnsan-İmtihan ve Sabır” dosyasıyla çıkıyoruz.

Muhterem Abdullah Büyük Hocamız; içinde bulunduğumuz zaman dilimine binaen, Ramazan ayı ile Müslüman şahsiyetin irtibatına “Ramazan getirmiş olduğu güzellikleriyle solumuş olduğumuz havaya dahi tesir etmiştir. Bu mübarek zaman diliminde gökyüzündeki melekler yeryüzündeki insanlar için istiğfar mesaisi yapmaya başlamış. Yeryüzündeki insanlar da gökyüzündeki meleklere benzemek için dünya meşgalelerini azaltıp kendilerini ibadete adamışlardır. Çevremize bir bakalım, canlı cansız her şey Ramazan'dan nasibini almış, kutuplarda ya da çölde olsun hiç fark etmez, her yerde mevsim aynı; Ramazan...” tespitiyle dikkatimizi çekiyor.

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocamız: “Allah (cc), -hâşâ- zalim değildir. Fakat bu felâketlerin, kulların hak etmesiyle zuhur ettiği bir gerçektir. Cenab-ı Hakk, bu hakikati ayet-i kerimede şöyle bildirir: “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir…” (Şûrâ, 42/30) Dolayısıyla ilâhî nizama ve kutsi esaslara karşı koyanların, ilâhî intikamın acı tatbikatı ile karşılaşmaları kaçınılmazdır. Bütün fizikî hâdiselerin içinde bin bir türlü esrar gizlidir.” İfadesiyle insanın başına gelenlerin kendi yaptıklarına göre Allah’ın karşılığı olduğuna vurgu yapıyor.

Muhterem Ramazan Kayan Hocamız: “Korona’ya teslim-i silah etmeden kutsal kavgamızı yeniden kuşanmalıyız… Hz. Yunus (as) balığın karnındaki karantina günlerinden sonra Ninova’yı ve Ninovalıları fethedebilmişti… Hz. Yusuf (as) zindanın karanlığından Mısır’ın iktidarına yürümüştü… Hz. Muhammed (sav) Hira’nın sessizliğinden hareketle yeni dünyanın sırrına intihal etmişti… Bu inanç ve bu bilinçle diyoruz ki, ev günlerimiz kasvet ve kahır günlerimiz olmasın… Karamsarlığa prim vermeyelim… Korona günleri Kur’an günlerimiz olsun…” diyerek Korona virüs ile imtihan edildiğimiz bu günleri nasıl okuyup değerlendirmemiz gerektiğine dikkatimizi çekiyor.

Makaleleriyle huzurlarınızda olmamıza vesile olan bütün değerli yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz değerli okurlarımızı, “insan-imtihan ve sabır” konusunda Kur’an ve Sünnetten doğru bir şekilde bilgilenmek için dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

 

 

449. Sayı Mayıs 2020