اَلْعَظِيمُ
Azıîm sıfatı; Allah’ın izzet ve celâlinin, gücü ve ÅŸanının büyüklüÄŸünü, azamet ve kibriyâ sahibi olduÄŸunu ifade eder. Allah, her ÅŸeyden büyüktür. O’ndan büyük hiçbir ÅŸey yoktur. Bu büyüklük, cisimlerin büyüklüÄŸü gibi bir büyüklük deÄŸil, sıfatlarının büyüklüÄŸüdür.
Allah, bütün mükemmel ve eksiksiz sıfatlara sahiptir. Bu yönüyle O’nun herhangi bir eksiÄŸi ve kusuru yoktur. O, en büyük, en mükemmel ve en geniÅŸ olandır. Her ÅŸeyi bilen, her ÅŸeye gücü yeten, ululuk ve yücelik sahibidir. Ä°nsanlardan hiç kimse, Allah’ın yüceltildiÄŸi gibi yüceltilmeyi hak edemez. Kullar, Yüce Allah’ı kalpleriyle, dilleriyle ve bütün azaları ile yüceltirler.
EL-AZIÎM: Büyük olmak anlamındaki “a-z-m” kökünden türeyen “azıîm” büyük, ulu manasına gelen bir sıfattır.
Azıîm sıfatı; Allah’ın izzet ve celâlinin, gücü ve ÅŸanının büyüklüÄŸünü, azamet ve kibriyâ sahibi olduÄŸunu ifade eder. Allah, her ÅŸeyden büyüktür. O’ndan büyük hiçbir ÅŸey yoktur. Bu büyüklük, cisimlerin büyüklüÄŸü gibi bir büyüklük deÄŸil, sıfatlarının büyüklüÄŸüdür.
“Azuma” fiilinin asıl anlamı; kemiÄŸi büyük oldu demektir. Daha sonra, her büyük ÅŸeye “azıîm” denilmiÅŸtir.” (El-Müfredat, Ragıb el-Isfehânî, s.339)
El-Hattâbî (ra)’den rivayetle: “Azıîm, büyüklük ve yücelik sahibi olandır. Bedenlerin niteliÄŸi sayılan büyüklüÄŸün dışında ÅŸanı yüce ve önemi büyük olandır.” (El-Esmâ ve’s-Sıfat, Beyhakî, s. 83 - Esmâ-ül-Hüsnâ, Heyet, s.240)
El-Azıîm; Saygıyı gerektirecek bütün özellik ve vasıflara sahip, çok yüce ve pek büyük olandır.
“Onlar Allah’ı gereÄŸi gibi takdir edip tanımadılar. Kıyamet gününde bütün dünya O’nun avucundadır; gökler de O’nun kudret elinde dürülüp bükülmüÅŸtür. Allah, müÅŸriklerin koÅŸtukları ortaklardan uzaktır ve yücedir.” (Zümer, 39/67)
“El-Azıîm; En güzel ve mükemmel niteliklerle bezeli olan, hiçbir zaman acze düÅŸürülemeyendir.
El-Azıîm; Emirlerine hiçbir ÅŸekilde karşı gelmek mümkün olmayan ve aciz bırakılamayan, zatının ve sıfatlarının mahiyeti tam olarak anlaşılamayacak kadar ulu/yüce varlık.” (Allah’ın Güzel Ä°simleri Esmâü’l-Hüsnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÅž, s.161)
El-Halîmî (ra)’den rivayetle: “Azıîm, mutlak olarak kendisinden kaçınmak ve uzak durmak mümkün olmayandır. Çünkü bir toplumun büyüÄŸü, o toplumun bütün iÅŸlerini üslenen, kendisine karşı çıkılamayan ve emirlerine aykırı davranılamayandır. Ancak gerçek mahiyeti böyle olmakla beraber bu kimse, çeÅŸitli belâ ve musibetler nedeniyle zayıf düÅŸebilir ve gücü elinden gidebilir. Bu durumda kendisine karşı çıkılabilir, hatta maÄŸlup edilip saltanatı yok edilebilir. Oysa Allah-ü Teâlâ, mutlak güç sahibidir ve hiçbir ÅŸey O’nu güçsüz kılıp aciz düÅŸüremez. Karşı çıkılıp maÄŸlup edilemez. Emirlerine karşı konulamaz. O, gerçek büyüktür. Bu ismin baÅŸkaları için kullanılması mecazi anlamdadır.” (El-Esmâ ve’s-Sıfat, Beyhakî, s. 83 - Esmâ-ül-Hüsnâ, Heyet, s.240)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız