Vesvese, sistemli bir zihin faaliyetine dayanmayan, zaman zaman kendiliÄŸinden beliriveren hayal türü meydana gelen psikolojik bir olaydır. Vesvesede aşırılık; bazen insanın her ÅŸeyde mükemmeliyetçi oluÅŸundan, bazen genetik, bazen de vesveseye daha yatkın oluÅŸundan kaynaklanabilir. Bu tip takıntılı kiÅŸiler tedavi edilmedikleri sürece sıkıntı ve huzursuzluÄŸa düÅŸerler. Bununla da kalmaz bu huzursuzluk hali, kiÅŸinin gündelik yaÅŸamını ve davranışlarını olumsuz yönde etkilemeye baÅŸlar.
Vesveseye düÅŸen kiÅŸilerin içinde bulundukları ve içlerinde bir sesin fısıldadığını söyledikleri küfür vb. ifadeleri, vesvese kapsamında olup sahiplerinin imanlarına ve dinlerine zarar vermez. Zira Yüce Allah, kullarını güçleri ile orantılı olarak sorumlu tutmuÅŸtur. Güç yetirilemeyen ÅŸeylerden sorumlu deÄŸiliz. Yükümlülük güç oranındadır.
“Herhangi bir kimse, aklından geçen kendi elinde olmadan, iradesi dışında istemeden zihnine gelen dine aykırı düÅŸüncelerden sorumlu mudur? Özellikle “vesvese/takıntı” haline dönüÅŸüp de Kur’an, Allah, Peygamber, ahiret, melek vb. gibi kutsal deÄŸerlere hakaret ÅŸekline varan, uÄŸraÅŸtıkça da daha da artan bu düÅŸüncelerden nasıl kurtulabiliriz?”
KiÅŸinin zihninden uzaklaÅŸtıramadığı düÅŸünce ve dürtüler; vesvese, kuruntu, takıntı, saplantı ve obsesyon kavramlarıyla ifade edilir. Zihinde oluÅŸan bu takıntılar, Ä°slam’da ise sadece “vesvese” kavramıyla isimlendirilir. Bu baÄŸlamda vesvese, “ÅŸeytanın kalbe bir takım kötü düÅŸünceler atması, kötü bir iÅŸin yapılması, iyi bir iÅŸin terk edilmesi veya geciktirilmesi ya da eksik yapılması için insanı kışkırtması, aklını çelmesi, nefsin bayağı arzularına uymaya teÅŸvik etmesi” demektir.
Vesvese kelimesi Kur’an’da dört yerde geçmektedir. Bir ayette; vesvesecinin (vesvâs) ÅŸerrinden Allah’a sığınılması emredilmiÅŸ (Bkz.Nâs, 114/1-6); bir baÅŸka ayette ise, ÅŸeytanın Hz. Âdem ile eÅŸini cennetten vesvese yoluyla çıkardığı bildirilerek bu konuda mü’minlerin duyarlı olmaları istenmiÅŸtir. (Bkz.A’râf, 7/20) Hz. Peygamber (sav) da mü’minlere vesvese ile hareket etmemelerini tavsiye etmiÅŸ, vesvesenin dini-hukukî bir hüküm doÄŸurmayacağını bildirmiÅŸ ve vesvese ile hareket edenin boÅŸamasını geçerli saymamıştır. (Bkz.Buhârî, “Talâk”, 11)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız