Gençliğin dünyasını, ruhunu, dilini, ihtiyaçlarını, beklentilerini, gelecekle ilgili hülya ve hayallerinin, ideallerinin iyi kavranması ve analiz edilmesi gerekmektedir. Bunlar olmadığı sürece gençlikle iletişim kurmak, onları asıl gaye ve hedeflerine, İslami ve insani hedeflere yönlendirmek zor olacaktır. Çünkü onların çeldiricileri daha çok ve karmaşık, onlara kurulan tuzaklar daha cazibeli ve bir o kadar da acımasız gözükmektedir. Bu çeldirici ve tuzakları ortadan kaldırarak gençlerin önlerinin açılması gerekmektedir.
Faydalı ilimler maddi ve manevi anlamda cazibe merkezi olmalı, genç nesillere örnek teşkil edebilecek şekilde itibarlı hale getirilmelidir. Gençliğin gelecekle ilgili iş, meslek vb. kaygılarını da karşılayacak şekilde planlanmalıdır. Gerek fert bazında gerekse halk ve devlet nezdinde cazibeli ve itibarlı hale gelen bu ilimler ve onların uzantısı olan meslekler gençlik tarafından itibar görecektir.
“Her doğan fıtrat üzere doğar” (Buhârî, “Tefsîr”, 2) hadisinde işaret edildiği gibi çocuklarımız fıtrat üzere dünyaya gelmişlerdir. İslami ve insani değerlere ruhen ve fizik olarak en uygun haldedirler. Yeter ki onlara uygun zeminler ve ortamlar hazırlansın. Onların fıtratlarının bozulmasına engel olunsun. Fıtratlarını bozacak maddi ve manevi operasyonlara maruz kalmasın.
Kur'an'ın ilk emrinin “Yaradan Rabb'inin adıyla Oku” (Alak, 96/1) olması, Hz Peygamberin “İlim talep etmek / öğrenmek her Müslümana farzdır.” (İbn Mace, “Mukaddime”, 17) emri bizleri ilme teşvik etmektedir. Hz. Peygamber “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, işitilmeyen (kabul görmeyen) duadan ve doymayan nefisten sana sığınırım” (Nesâî, “İstiâze”, 21) duası ile faydasız ilimden Allah'a sığınmış, “Allah’ım! Senden yararlı ilim, güzel (helal) rızık ve makbul amel dilerim” ( İbn Mâce, “Dua”, 85) “Allah’ım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır, bana fayda verecek ilmi bana öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin hâlinden Allah’a sığınırım.” (İbn Mâce, “Dua”, 27) duaları ile de faydalı ilmi Allah'tan istemiş bu konuda bizlere ilkeleri göstermiştir. Şu hadislerle de eğitim ile ilgili bir çerçeve sunmuştur. “Çocuklarınızı şu üç haslet üzere terbiye ediniz: Peygamberinizin sevgisi, onun Ehl-i Beytinin sevgisi ve Kur'an okumak. Çünkü Kur'an okuyanlar, Allah'ın Arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet Gününde, peygamberler ve seçkinlerle beraber Arşın gölgesinde bulunacaklardır.” (Camiussağir- 311) “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir” (Buhârî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21) Hz. Peygamberin İbn Abbas’a hitaben “Allah'ım ona kitabı öğret ve dinde anlayışlı kıl” duası bize faydalı ilim öğrenmenin ne derece önemli ve gerekli olduğunun işaretlerini vermektedir. Hz. Ali “gençleri kendi geleceklerine göre yetiştirin” diye tavsiye ederken bizlere bir ufuk oluşturmak istemektedir.
Hz Peygamber gençliği şöyle tarif eder “gençlik delilikten bir şubedir”. Hadisin beyanı üzere insan kanının kaynadığı, birçok şeyi yapma potansiyelinin olduğu, ahlakının, ruhunun, kutsallarının en çok hedef alındığı dönemdir.
Gençliğin dünyasını, ruhunu, dilini, ihtiyaçlarını, beklentilerini, gelecekle ilgili hülya ve hayallerinin, ideallerinin iyi kavranması ve analiz edilmesi gerekmektedir. Bunlar olmadığı sürece gençlikle iletişim kurmak, onları asıl gaye ve hedeflerine, İslami ve insani hedeflere yönlendirmek zor olacaktır. Çünkü onların çeldiricileri daha çok ve karmaşık, onlara kurulan tuzaklar daha cazibeli ve bir o kadar da acımasız gözükmektedir. Bu çeldirici ve tuzakları ortadan kaldırarak gençlerin önlerinin açılması gerekmektedir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız