Hepimizce malum olduğu üzere, pek çok konuda olduğu gibi, namaz konusunda da çocukların ilk öğretmenleri anne-babalarıdır. Çocuklar hayata gözlerini açtıkları, emekledikleri, ilk adımlarını attıkları evde, anne-babalarının namaz kıldığını, görürlerse bu izlenimler, onların zihnin ve duygu dünyasında ilk ve önemli izleri bırakacaktır.
Kendimizle baş başa kalıp, “Ne gibi alışkanlıklarım var?”, “ Bunlar nasıl ve ne zaman bende oluştu?” diye bir soru sorsak, eminim iyi, kötü pek çok davranışımızla yüz yüze geleceğiz. Belki, kimilerimizin aklına sigara, kimilerimizin aklına sevdiği yemekler, çay, kahve vb. gelecek. “Hemen şimdi bunları terk edeceksin!” deseler acaba bunları bırakabilir miyiz? Elbette ki, bunları bırakmak zor. Çünkü bunların temeli çocukluğumuzda atılıyor. Acaba namaz kılma alışkanlığı da böyle bir şey midir?
Kur’an-ı Kerimde Hz. Peygamberin şahsında bize, “Ailene namazı emret ve sen de ona sabırla devam et’’ (Taha, 20/132) buyruluyor. Acaba buradaki “emret” sözünden ne anlamalıyız? Yine (sahihliği kimilerince tartışılsa da) bazı hadis kaynaklarında geçen "Çocuklarınız yedi yaşına geldiklerinde onlara namazı emredin. On yaşlarına gelince (namaz kılmazlarsa) onları dövün…” (Ebû Davut, “Salât”, 26/495; Tirmizi, “Salât”, 182) şeklinde rivayeti nasıl anlamalıyız? Hz. Peygamber (sav)’in hayatında bırakın dayağı, azarlamanın bile vaki olduğu rivayet edilmiş midir? Bu rivayetten “çocukların namaz eğitimine yedi yaşında başlamalıyız ve gerektiğinde onları dövmeliyiz” gibi bir sonuç çıkarmak doğru olabilir mi?
Biz çocuklarımızın bazı bilgi ve becerileri kazanmaları için yedi yaşına gelmelerini beklemeyip, bunları öğretmek için çaba gösteriyorsak, örneğin daha onlar bir-iki yaşlarında iken “Hadi anne de!, baba de!” vb. sözler söyleyerek onları ilk sözcüklerini kurmaya teşvik ediyorsak, veya küçük bir eşyayı getirip götürmeye başladıklarında onları taltif edip cesaretlendiriyorsak, namaz eğitimleri için de böyle bir yaklaşım sergilememiz daha doğru olmaz mı? Genelde onların din eğitimleri özelde ise namaz eğitimleri için yedi yaşına kadar bekleyip, sonra onlara dinle ilgili birtakım bilgileri ezberletmek, namazı emretmek! on yaşına geldiklerinde namaz kılmadıklarında onları azarlayıp dövmek! onlarda sağlıklı bir namaz bilinci, alışkanlığı oluşturabilir mi? Bütün bu sorulara cevap verebilmek kolay olmasa gerek. Şu halde çocuklarımıza namaz eğitimi verirken nasıl bir yol izlemeliyiz?
Öncelikle genelde din eğitimini özelde ise namaz eğitimini aklımıza esince, çocuklarımızı karşımıza alıp ders verir gibi yapmak, onlara bir takım bilgileri zorla ezberletmek, öğrenemedikleri zaman bağırıp kızmak faydadan çok zarar getirilebilir. Bunun için namaz eğitimi doğrudan ders verir gibi değil, dolaylı şekilde, günlük hayatın içinde gerçekleştirilmeli, başka bir ifadeyle yaşayarak hissettirilmeli.
Hepimizce malum olduğu üzere, pek çok konuda olduğu gibi, namaz konusunda da çocukların ilk öğretmenleri anne-babalarıdır. Çocuklar hayata gözlerini açtıkları, emekledikleri, ilk adımlarını attıkları evde, anne-babalarının namaz kıldığını, görürlerse bu izlenimler, onların zihnin ve duygu dünyasında ilk ve önemli izleri bırakacaktır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız