Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

İslam'ın Şiddete Bakışı

  • 31 Aralık 2022
  • 324 Görüntülenme
  • 481. Sayı / 2023 Ocak



Kitab-ı Mukaddes’te şiddeti emreden ve telkin eden daha birçok ayet vardır. Kaldı ki, biz bu ayetlerin uygulamalarını Irak, Afganistan, Filistin gibi Müslüman ülkelerde ve Afrika ülkelerinde en acımasız bir şekilde gayr-i müslim devletler eliyle uygulamaya geçirildiğini görüyoruz. Bu güçler din adına Müslümanların kanlarını, canlarını, mallarını, ırz ve namuslarını heder etmekten çekinmemektedirler. Her ne kadar onlar sevgi ve hoşgörü edebiyatıyla bir algı oluştursalar da sahada yaşattıkları olgu onları yalanlamaktadır.

 

 

 

 

Kur’an mealini notlar çıkararak okuyan Müslüman bir gencimiz önce ateist sonra da Hıristiyan olduğunu dile getirmiştir. Buna gerekçe olarak da Kur’an okuduğunda içini korku hissi kapladığı, İncil okuduğunda da içini sevgi ve hoşgörü duygusu kapladığını söylemiştir. Bu gencimize nasıl cevap vermeliyiz?

Son yıllarda Batı’da ve İslâm âleminde oryantalist bakış açısıyla İslâmî kavramların içeriği saptırılarak İslâm ve Müslümanlar hakkında algı operasyonlarına gidilmektedir. Bu da dil ve düşünce ekseninde yapılmaktadır. Algı oluşturma operasyonları, yapanların davalarına hizmet edecek boyutta çifte kârlar sağlamaktadır. Edward Said’in tabiriyle emperyalizmin keşif kolu olan oryantalistler tarafından İslâmî kavramlar üzerinden üretilen bu algı biçimleri dış dünyada İslâm ve Müslümanlar hakkında doğru olan algıyı terörize ediyor. Batılı yayın organlarında bir Kur’an terimi olan “irhâbiyye” sözcüğünün dolaşıma sokulma biçimi buna açık bir örnektir. Batı ülkelerinde bulunan bazı düşünce kuruluşları “irhâbiyye” kavramına “terör” anlamı yükleyerek, referans olarak Kur’an-ı Kerim’i göstermektedirler. Amaçları şiddet ve terörün kaynağının Kur’an olduğu iftirasını yaymaktır. Hâlbuki İslâmî düşüncede dindarlık, korku üzerine değil, sevgi üzerine kurulur. Her ne şekilde olursa olsun, Kur’an’da ve sünnette kullanılan “rehb” sözcüğü, hiçbir zaman terör veya terörist manasına kullanılmaz. Meselâ Enfâl Suresinde şöyle geçmektedir: “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları caydırırsınız (türhibûne).” (Enfal, 8/60) Görüldüğü gibi bu ayette geçen “türhibûne” fiili, caydırmak, sakındırmak manasına gelmektedir. Kaldı ki, aynı kökten gelen “râhib ve râhibe”, Hıristiyan din adamlarına denir. Kur’an onların dünyadan el-etek çekme anlamında Allah korkusuna dayalı bir dindarlık icat etmelerini kınar: “Sonra onların izinden peygamberlerimizi peş peşe gönderdik. Arkalarından Meryem oğlu İsa’yı da gönderdik, ona İncil’i verdik, ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Kendilerinin icat ettikleri ruhbanlığa (rahbâniyye) gelince, biz onlara bunu emretmemiştik; sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapmışlardı, ama buna hakkıyla riayet etmediler. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik, ama çokları yoldan çıkmışlardır.” (Hadid, 5727) Hz. Peygamber (sav) de: “İslâm’da ruhbanlık (ruhbâniyye) yoktur” (Bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 226) buyurmak suretiyle Müslümanları uyarır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

481. Sayı Ocak 2023