Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri Topbaş

Gerçek Mümin, 6 Korku İçindedir

  • 31 Aralık 2022
  • 585 Görüntülenme
  • 481. Sayı / 2023 Ocak



Bütün hayatın son nefes üzerinde yoğunlaşması zaruri. Onun için her adımımızı attığımızda ayağımızı bir mayın tarlası… Yani bir günah içinde miyiz, değil miyiz? Ağzımızdan, gözümüzden, kulağımızdan bir yanlışlıklar çıkıyor mu, çıkmıyor mu? Onun dikkati içinde olabilmemiz lâzım.

 

 

Hazret-i Osman (ra) buyurur: “Gerçek mümin (ibadetle, tâatle, muamelatla, ahlâkla) 6 korku içindedir” buyuruyor. 6 şeyden korkmalıdır:

Birincisi: “İmanının Allah Teâlâ tarafından alınması korkusu…”

Hafazanallah! Yani son nefesinin iyi olmaması. Allah korusun, bir yanlış bir iş yapar, kayar gider. Son nefes. O da bir sefere mahsus. Onun için Cenab-ı Hak:

“…Ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 3/102) buyuruyor.

“…Kim Allah’a yardım ederse, (Allahʼın dinine yardım ederse, yaşarsa, yaşatırsa) Allah da ona yardım eder. Ayağını kaydırmaz.” (Muhammed, 47/7) buyruluyor.

Demek birincisi, “imanının Allah tarafından alınması korkusu”. Hiç kimsenin son nefeste teminatı yok. Peygamberler hariç, Peygamber Efendimizin gösterdiği kişiler hariç. Kimsenin son nefes teminatı yok.

Demek ki bütün hayatın son nefes üzerinde yoğunlaşması zaruri. Onun için her adımımızı attığımızda ayağımızı bir mayın tarlası… Yani bir günah içinde miyiz, değil miyiz? Ağzımızdan, gözümüzden, kulağımızdan bir yanlışlıklar çıkıyor mu, çıkmıyor mu? Onun dikkati içinde olabilmemiz lâzım.

İkinci korkusu: “Kıyamet günü kendisini rüsva edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.”

Yani daima bir kaset dolduruyoruz. Kaset kıyamet günü açılacak:

“Kitabını oku! Bugün (hesap sorucu olarak sana) nefsin kâfîdir.” (İsrâ, 17/14) denilecek. En zerreler ortaya çıkacak.

“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzâl, 99/7-8)

Üçüncüsü: “Şeytanın amellerimizi boşa çıkartması.”

Riya en başta. Çünkü tevhid akidesinin ortaklığa tahammülü yok. Cenab-ı Hak bizden çok amel değil, (Bkz.Mülk, 67/2) istiyor. Amelimizin en güzel olmasını.

Namaz en güzel olacak, ibadet en güzel olacak, ahlâk en güzel olacak, muaşeret en güzel olacak…

Dördüncüsü: “Ölüm meleği Azrail ile gaflet içindeyken ve ansızın bir karşılaşmak.”

Ansızın gelip, sen gaflet içindeyken, yanlış bir yer seyrederken, yanlış bir yere bakarken senin ruhunu kabzetmesi.

Beşincisi: “Dünya ile mağrur olup, ahiretten gafil kalma korkusu.”

Yani bugün yaparım, yarın yaparım diyen, hatta uydum kalabalığa deyip sonra kendimi kurtarırım diyenler. Bir de bunun durumu.

Zira Cenab-ı Hak Müddessir Suresinde, o, cehenneme girenlerin beşinden biri de, dünyaya mağlup olanlar, nefsine uyanlarla beraber olanlar. (Bkz.Müddessir, 74/43-47)

Altıncısı: “Çoluk-çocuğuyla fazlaca meşguliyete dalıp Allah Teâlâ’nın zikriyle yeterince meşgul olamama korkusu.”

Demek ki itidal üzere bir mümin olabilme.

Yine Hazret-i Osman (ra) yine buyurur:

“Dört şey vardır ki zâhiri fazîlet, bâtını ise farzdır:

Salihlerle oturup kalkmak fazilet, onlara uymak farzdır.

Kur’an okumak fazilet, (Kurʼanʼla istikâmetlenmek) amel etmek farzdır.

Kabirleri ziyaret etmek fazilet, kabre hazırlanmak farzdır.

Hastayı ziyaret etmek fazilet, hastadan ibret almak farzdır.” (İbn-i Hacer, Münebbihât, s. 14)buyruluyor.

Hazret-i Ali (ra):

“Amellerin en güç olanı dört haslettir:

Öfkeli anda affetmek.

Muhtaçken cömert davranmak. (Îsar olmuş oluyor.)

Kapalı ve tenha yerlerde nefsin şerrinden korunmak. (O zaman şeytan musallat olur.)

Korktuğu veya bir menfaat umduğu kimseye karşı da doğru söylemek.”

Yamulmamak. Cenab-ı Hak:

“…O gün, (kıyamet günü) sadıkların sıdkının fayda verdiği bir gündür…” (Mâide, 5/119) buyuruyor.

Yine Hazret-i Ali (ra):

“İki nimet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum:

Birincisi, bir kimsenin, ihtiyacını karşılayacağımı ümit ederek bana gelmesi (o kadar insanların içinde beni seçmesi, bana itimat etmesi, bana hüsn-i zanda bulunması), bütün samimiyetiyle benden istemesidir.

İkincisi de, Allah Teâlâ’nın, o kimsenin arzusunu benim vasıtamla yerine getirmesi yahut benim vasıtamla kolaylaştırmasıdır. Bir Müslüman’ın sıkıntısını gidermeyi, dünya dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim.” (Ali el-Müttakî, VI, 598/17049)

Tabi bu, hakikaten zaruri bir durumda olan bir kardeş olacak… Birtakım yanlışlara batmış, faize batmış, vesaireyse batmış olmayacak.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

481. Sayı Ocak 2023