Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Deprem Bir Kader Midir ?

  • 31 Mart 2023
  • 304 Görüntülenme
  • 484. Sayı / 2023 Nİsan



Kader ve depremler arasındaki ilişkilere gelince, jeolojik bir olay olan depremler, ay ve güneş tutulmaları gibi kader-i mübrem olup, bunu Yüce Allah’tan başka hiçbir güç engelleyemez. Çünkü depremler, fiziksel bir yasadır. Dünyanın merkezinde bir ateş denizi olan magma, aşırı derecede birikmiş enerjisini fay hatları ve yanardağlar vasıtasıyla dışarı atarak rahatlamaktadır. Eğer lokal anlamda içeride biriken enerji ya da gaz dışarı atılmazsa topyekûn infilak ederek dünyanın sonunu getirebilir.

 

 

Öte yandan deprem ilahi bir ceza da değildir. Depremler, seller ve doğal olaylar tamamen jeolojik ve coğrafi tepkimelerin sonucu oluşmaktadır. İnsan bu olaylar karşısında tedbir almadığı, Yüce Allah’ın sorumlu tuttuğu ödevleri yerine getirmediği zaman bunun faturası afete dönüşmekte ve sonuçları acı olmaktadır.

 

 

 

 

“Bir kardeşimiz; deprem bir kader midir yoksa bir ceza mıdır? Tedbir cihetinden insanın rolü nedir? Depremle ecel arasında ne gibi bir ilişki vardır? Depremde ölen çocukların günahı nedir?” gibi soruyor. Bu sorulara toplu olarak şu şekilde cevap vereceğiz.

 

İslam inancında kaza ve kadere iman etmek altı iman esasından birisidir. Kur’an-ı Kerim’de kaderle ilgili geçen ayetlerde “kader” kelimesi; takdir etmek (Bkz. En’am, 6/91); yasa, ölçmek ve planlamak (Bkz.Ra’d, 13/26; Kamer, 54/12; Muhammed, 23/18; Kamer, 54/49;Furkan, 25/2)belirli bir süre (Ra’d, 13/8) gibi anlamlarda kullanılmıştır. Görüldüğü gibi kader kelimesinin temel anlamı, yasa ve ölçü demektir. Yüce Allah’ın evrene fiziksel, biyolojik ve sosyal yasalar koyması, kaderdir. Dini bir terim olarak kader, ezelden ebede kadar olacak olan şeyleri Yüce Allah’ın bilmesidir. Allah’ın bilmesi; yaratmak ve belirlemek manalarına gelir. Ehl-i sünnet âlimleri yaratma manasına gelen, insanın irade ve kudretine bağlı olan kadere “kader-i muallak” adını vermişlerdir. Eylemlerinde irade özgürlüğüne sahip olan insan ahirette yapıp-ettiklerinden hesaba çekilecektir. Bu alanda insanın iradesine göre Yüce Allah yaratma eylemini meydana getirmektedir. İnsanın özgür irade ve ihtiyarı ile iman ve küfürden, hidayet ve dalaletten birisini seçmesi, ibadetlerini yerine getirip getirmemesi, İslam ahlakına uygun olarak yaşayıp yaşamaması bu kaderin içerisine girer. Dolayısıyla aklını kullanabilme yetisine sahip ve ergenlik çağına gelen kadın ve erkek her insan, kendi özgür iradesiyle yaptığı ihtiyari fiillerinden sorumlu tutulacaktır.

Kader-i mübrem ise, ezelde belirlenmiş kader olup, insanın irade ve kudretinin dışında meydana gelen olaylarla ilgili kaderdir. (Bkz. Hadid, 57/22-23) Bu alanda insanın bir sorumluluğu yoktur, ancak tedbir almakla mükelleftir. Tabiat olayları (fırtına, sel, deprem gibi afetler, güneş ve ay tutulmaları, mevsimlerin oluşumu, gece ve gündüzün meydana gelmesi), kıyametin kopması, bir insanın anne ve babasını, akrabasını, coğrafyasını, dilini ve ırkını, cinsiyet ve ecelini, rızkını seçememesi gibi durumlar ızdırari irade kapsamı alanına girer. İnsan bu alanlarda sadece tedbir almakla mükelleftir, mutlak takdir yetkisi Allah’a aittir. Kaldı ki, doğaya hâkim olan kurallar sistemi değişmez, ancak doğadaki biz insanların bu olaylara karşı tedbir bağlamında davranışları değişebilir. (Bkz. Ra’d, 13/11; Ahzap, 33/82)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

484. Sayı Nİsan 2023