Hayatın gaye ve amacı; bilinçli bir toplulukla, toplu yaşamla daha anlamlı hale gelir. Bu bilinçli topluluğun en güzel kazanımı kardeşliktir. İslam dininin kardeş kıldığı Müslüman topluluk bu bilinç ve şuurla hareket ederek, kardeşlik hukukunu benimseyerek bunu bilinçli bir şekilde uygulama alanına koyar. İbadette ortak hareket, sevinçte ve kederde ortak olmak, nimeti ve külfeti paylaşmak, kardeşinin gıyabında güzel eylem ve duada olmak, kardeşleri için “isar” (kardeşini kendine tercih etmek) hayata anlam, yaşama lezzet katmaktadır.
Bireyleri ve toplumları ifsat eden olumsuzluklar yalnız başına kolayca mücadele edilecek ve başa çıkılacak olaylar değildir. Bu şer odakları ve fitne kaynakları ile mücadele etmek birlik ve beraberlik ister, cemaat şuuru ve gayreti ister, çok yönlü güç ve çaba ister. Bu toplumsal fitnelerden ancak basiretli bir şekilde bilinçli ve şuurlu bir toplulukla hareket edildiği zaman korunulabilir ve başa çıkılabilir.
İnsan sosyal bir varlıktır. Topluluk içinde yaşamaya meyyal yaratılmıştır. Huzurlu ve mutlu, düzenli ve planlı bir hayat; birbirleri ile uyumlu insanların bir arada düzenli bir şekilde yaşamasıyla mümkündür.
İnsanların toplu olarak bir arada bulunmaları değişik şekillerde isimlendirilmektedir. Düşünce tarihimizde “millet”, “ümmet”, “mezhep”, “tarikat”, “fırka”, “kabile”, “tâife”,“cemaat” gibi literatür toplulukların isimlendirilmelerinde kullanılmıştır. Bunların her biri kendi içinde inanç, ahlak, kültür, düşünce, eylem ve amaç birliğini ifade eden kavramlardır. Bu kavramlar içerisinde insanlar; dini, milli, kültürel konumlar alabilmektedir.
İslam düşünce serüveni içerisinde; bilinçli bir topluluk olma, bu toplulukla hareket etme, tefrika ve ayrılığa düşmemek emir ve tavsiye edilmektedir. Bu husustaki Kur’an ayetleri ve hadisler oldukça açıktır.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayınız. İşte onlar için büyük bir azap vardır.”(Ali İmran, 103-105)
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.”(Tövbe, 119) ayetleri ile Hz. Peygamber (sav)’in
“Cemaat rahmettir, tefrika ise azaptır.”(İbn Hanbel, IV,145)
“Allah'ın eli cemaatle beraberdir.”(Tirmizî, “Fiten”, 7)
“Bereket cemaatle beraberdir.”(İbn Mâce, “et'ime”, 17)
“Cemaatten bir karış kadar ayrılan kimse İslam’ın halkasını boynundan çıkarmış olur.” (Tirmizî, “Emsal”, 3)
“Ümmetim, dalalet üzerinde birleşmez. İhtilaflarla karşılaştığınızda size cemaate uymanızı tavsiye ederim” (İbn Mâce “Fiten”, 8)
“Ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılır, onlardan sadece biri kurtuluş ehlidir. Bunların kimler olduğu sorusuna karşılık ise: Bunlar cemaatte olanlardır.” (Ahmed b. Hanbel, 3/145; “Zevaid”, 6/226) buyurdu. Gibi mesajları Müslümanların bilinçli, şuurlu bir topluluk olmalarına ve bu topluluk içerisinde kalmalarına referans olmuştur.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız