Mercimek kinoaya yenilmez. Çünkü o aynı zamanda müthiş bir prebiyotik güç. Bağırsaklardaki probiyotik bakteriler onu bulunca adeta bayram yapıyor. Müthiş bir posa deposu olduğu da kesin. Bu sayede kabızlıkla mücadele ediyor. Şekeri, kolesterolü dengeliyor. Kilo almayı önlüyor. Bu kış mutfakta mercimeğe daha çok şans verin. Yemeğini, çorbasını, köftesini, salatasını ihmal etmeyin.
Kimyon mu, aspirin mi?
İltihabi süreçleri baskılamak, kalp damarlarında plak oluşumunu engellemek ve kan akışkanlığını artırmak damar sertliği ile mücadelede son derece etkili bir yöntem. Statinler (kolesterol hapları), asetil salisilik asit (aspirin) ve omega-3 takviyeleri bu nedenle yutuluyor.
Asetil salisilik asit kazanımının en doğal yolu ise ot ve baharat tüketimini artırmak. Özellikle söğüt kabuğu, zerdeçal, kırmızıbiber ve bilhassa da kimyonun zengin bir salisilat kaynağı oldukları kesin. 1 çay kaşığı öğütülmüş kimyonda 1 bebe aspirinine eş değer miktarda salisilat var.
Kısacası baharatlara yüklenmenin bir faydası da damar koruyucu olmaları.
Demir mi, biotinmi ?
Saç kaybı sanki yeni bir salgın ve canımızı en çok sıkan sağlık sorunlarından biri. Kadın, erkek, genç, yaşlı fark etmiyor. Pek çok kişi saç dökülmesi sorununa çare arıyor.
Konunun özü şu: Saç dökülmesi sorununu herkes zaman zaman az çok yaşar. Saç dökülmesinin de en az 30’a yakın nedeni var. Ama ilk sıralar da stres, hormonal dengesizlik, mikrobik hastalıklar, mantar bulaşması ile bazı elzem maddelerin eksikliği var.
Bazı vitamin ve minerallerin eksiklikleri saç dökülmesine yol açıyor. O maddelerin başında ise biotin ve demir geliyor. Peki hangisi daha önemli?
Biotin, demir, çinko, vitamin D ve vitamin B12 ile Omega-3 eksiklikleri en sık görülenleri ve bence en önemlileri. Siz yine de ilk sıraya biotini, ardına da demir noksanlığını ekleyin ve diğerlerini ondan sonraya bırakın.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız