El-Müahhıir; Dilediğini geri bırakan, arkaya koyan, isyankârların derecelerini alçaltan, kimi varlıkları sonra yaratan, kimi kullarını zekâ, akıl ve beden yönünden zayıf/geri bırakan, sonu olmayan.
EL-MÜAHHIİR: “Geriye bırakmak, geride tutmak anlamındaki te’hîr kökünden sıfat olan Müahhıir geriye bırakan, erteleyen demektir.” (Mu’cemü’l-Müfehres, M. Duat Abdulbâkî, “ahr” md. / T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, c.31, s.114)
El-Müahhıir; Dilediğini geri bırakan, arkaya koyan,
El-Müahhıir; İsyankârların derecelerini alçaltan,
El-Müahhıir; Kimi varlıkları sonra yaratan,
El-Müahhıir; Kimi kullarını zekâ, akıl ve beden yönünden zayıf/geri bırakan,
El-Müahhıir; Sonu olmayan.
El-Halîmî (ra) der ki: “Müahhıir, (isyankâr kullarını) yüksek mertebelerden (Belhüm edal’, Hayvanlardan da aşağı seviyeye) indirendir. Aynı zamanda Allah, düşmanlarını kendisinden uzaklaştırarak alçak mertebelere indiren ve kendisiyle onlar arasına perde koyandır.” (Esma-ül Hüsna, Heyet, s.323)
“El-Müahhıir; Kur’an-ı Kerim’de isim olarak değil fiil olarak geçmektedir. Te’hîr kökü çeşitli fiil sîgalarıyla on üç ayette Allah’a nispet edilmiştir.” (Mu’cemü’l-Müfehres, M. Duat Abdulbâkî, “ahr” md. / T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, c.31, s.114) Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki:
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ
Meali: “(Rasûlüm!) Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim, 14/42)
Kur’an’da ayrıca öne geçip iyilik yapma, arkada kalıp kötülük işleme fiili kula nispet edilirken, bu işler Allah’ın dilemesine bağlanmıştır:
لِمَنْ شَٓاءَ مِنْكُمْ اَنْ يَتَقَدَّمَ اَوْ يَتَاَخَّرَ
Meali: “İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri…” (Hucurat , 49/1) ve dolaylı olarak sözü edilen iki fiil Allah’a da izafe edilmiştir. (Bkz. Te’vîlâtü’l-Ḳur’ân, Mâtürîdî, Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 40, vr. 847a - T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, c.31, s.114-115)
Tövbe Suresi’nde de: “'Bekleyin, Biz de sizinle birlikte beklemekteyiz” (Tövbe, 9/52) diye buyrulur. Çünkü Allah, günahkâr kullarını cezalandırmakta acele etmez. Bazı cezaları sonraya bırakmasının nedeni, kullarına tövbe kapısını açmasıdır. M’minler ise, Allah’ın el-Müahhıir ism-i şerifini zikrederek günahları için bağışlanma dileyebilirler.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız