Ayette mallar ve evlatlar özellikle zikredilmiştir. Çünkü insana en yakın olan ve onun en fazla sözünün geçtiği iki şey, cansızlardan malıdır, canlılardan da evladıdır. Can yongası malının ve ciğerparesi evladının fayda veremediği bir konuda diğer akraba ve adamlarının fayda sağlaması imkânsızdır.
Mallar ve evlatlar, insan için birer sınav sorularıdır. Mümin, evlatlarını onları bahşeden Yüce Allah’ın ölçüleri doğrultusunda yetiştirir ve O’nun yoluna adar; malını meşru yollardan elde eder ve O’nun yolunda kullanıp harcar. İnanmayanlar ise kendilerine bahşedilmiş bu imkânları değerlendiremezler, bu nimetleri yerli yerinde kullanmazlar.
مَثَلُ مَا يُنْفِقُونَ فِي هَذِهِ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَثَلِ رِيحٍ فِيهَا صِرٌّ أَصَابَتْ حَرْثَ قَوْمٍ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ فَأَهْلَكَتْهُ وَمَا ظَلَمَهُمْ اللَّهُ وَلَكِنْ أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
“Bu dünya hayatında sarf ettiklerinin durumu, kendilerine zulmeden kimselerin ekinlerine isabetle kavurup mahveden soğuk bir rüzgârın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine yazık ettiler.” (Âl-i İmran, 3/117)
İnsanın Rabbine karşı ilk sorumluluğu imandır. İman, Allah katında hem insana değer kazandırır hem insanın yapıp ettiklerine değer kazandırır. İman etmeyenler, Allah katında hayvanlardan daha aşağıdırlar. Onların iyilik gibi görünen davranışlarının da Allah katında bir değeri yoktur. Nitekim bir önceki ayetinde Yüce Rabbimiz, inkâr edenlerin malları ve evlatlarının kendilerine bir fayda sağlamayacağını haber vererek şöyle buyurur: “İnkâr eden kimselerin malları ve çocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler.” (Âl-i İmran, 3/116) “İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalple gelenden başka kimseye mal ve oğullar fayda vermeyecektir.” (Şuarâ, 26/88-89) Başka bir ayette de şöyle buyrulur: “Ey insanlar! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız, inanıp yararlı iş işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık mükâfatları kat kattır; işte onlar, yüksek derecelerde, güven içindedirler.” (Sebe, 34/37) İnanmayanlara malları ve evlatları dünyada bir kısım menfaatler sağlayabilir. Ancak hesap gününde, Allah’ın cezasına karşı onların hiçbir faydası olmayacaktır. O varlıklı kimseler dünyada sahip olduklarına güvenip şöyle diyorlardı: “Malları ve çocukları en çok olan bizleriz, azaba uğratılacak da değiliz derlerdi.” (Sebe, 34/35) Onların mallarına ve evlatlarına güvenmeleri boşunadır. Yüce Allah, onları bu dünyada cezalandırmak isterse, onların sahip olduklarının bunu engellemeye güçleri yetmeyecektir. Tıpkı inkâr ve zulümleri sebebiyle dünyada helak olan kavimlere malları ve evlatlarının hiçbir şey yapamadığı gibi. Evlatlar, Allah yolunda yetiştirilir ve O’nun dini uğruna hizmet ederlerse; mallar O’nun yolunda harcanırsa işte o zaman sahiplerine fayda sağlayacaktır.
Ayette mallar ve evlatlar özellikle zikredilmiştir. Çünkü insana en yakın olan ve onun en fazla sözünün geçtiği iki şey, cansızlardan malıdır, canlılardan da evladıdır. Can yongası malının ve ciğerparesi evladının fayda veremediği bir konuda diğer akraba ve adamlarının fayda sağlaması imkânsızdır. Çünkü onlar cehennem ashabı, cehennem yaranıdırlar. Onlar hesap gününde cehenneme yakın olacaklar ve oradan hiç çıkamayacaklardır. Artık onların yakınında cehennem vardır, azap vardır, ateş vardır.
İnkâr edenler zaman zaman mallarını iyi gibi görünen işlerde harcarlar. Kâbe’nin tamirinde harcama yaptıkları gibi. Yahut kamu yararına bir kısım harcamalarda, yardımlarda bulunabilirler. Ne var ki onlar inanmadıkları için Yüce Allah onların bu yaptıklarına bir mükâfat vermeyecektir. Çünkü onlar, Yüce Allah’a karşı yerine getirmeleri gereken ilk sorumluluğu yerine getirmemişler, O’na ve ahirete inanmamışlardır. Onların inkârları ve yaptıkları kötülükler, işledikleri günahlar yaptıkları iyiliklerin sevabını yok etmiştir. İşte bunların yapacağı tüm harcamalar boşa gidecektir: “Onların bu dünya hayatında sarf ettiklerinin durumu, kendilerine zulmeden kimselerin ekinlerine isabetle kavurup mahveden soğuk bir rüzgârın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine yazık ettiler.” (Âl-i İmran, 3/117)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız