Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karabacak

Peygamberlerin ve Şehitlerin Gıpta Ettiği KARDEŞLİK

  • 05 Haziran 2018
  • 3411 Görüntülenme
  • 426. Sayı / 2018 Haziran



İslam’ın temel emirlerden birisi Müslümanların birbirlerini kardeş olarak görmeleri ve bunun gereğini yapmalarıdır. “Mü’minler ancak kardeştirler.” (Hucurât, 49/10) Yani Mü’minler kardeşten başka bir şey değildirler. Rabbimiz bu kardeşliğin örülmüş duvar gibi olmasını istemektedir: “Muhakkak ki Allah, kendi yolunda sağlam örülmüş bir duvar gibi saf bağlayıp omuz omuza savaşanları sever.” (Saff, 61/4)

 

Allah Rasûlü, Medine’ye hicret ettikten kısa bir süre yaklaşık beş ay sonra Medineli Ensar ile Mekke’den Medine’ye hicret eden Muhacirler arasında kardeşlik tesis etti. Çünkü Mekkeli Müslümanlar mal varlıklarını tümüyle Mekke’de bırakmışlardı ve Medineli kardeşlerinin yardım ve yol göstermelerine ihtiyaçları vardı. Bu sebeple Allah Rasûlü, İslam davasını beraber sırtlanacak bu insanların beraber hareket etmelerini sağlamak adına onları kardeş yaptı.

 

Hz. Ömer’den (rA) rivayet edildiğine göre bir gün Allah Rasûlü etrafında bulunan sahabilerine şöyle buyurmuştur: “Allah'ın kulları arasında öyleleri var ki, peygamber ve şehit değildirler, ama kıyamet günü Allah katındaki mevkilerinden dolayı peygamberler ve şehitler onlara imrenirler. Sahabiden bazıları: Ya Rasûlallah, onlar kim? Bize haber verir misin? dediler. Allah Rasûlü: Onlar, aralarında alıp verdikleri bir mal ve akrabalık olmadığı halde sırf Allah için birbirlerini sevenlerdir. Vallahi onların yüzleri nurdur ve kendileri nur üzerindedirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmaz, insanlar üzüldüğünde onlar üzülmezler.” buyurdu ve “Haberiniz olsun, Allah'ın sevgili kullarına korku yok, onlar üzülecek de değillerdir.” (Yunus, 10/62) ayetini okudu. (Ebû Dâvûd, “Büyû’”, 76)

İslam’ın temel emirlerden birisi Müslümanların birbirlerini kardeş olarak görmeleri ve bunun gereğini yapmalarıdır. “Mü’minler ancak kardeştirler.” (Hucurât, 49/10). Yani Mü’minler kardeşten başka bir şey değildirler. Rabbimiz bu kardeşliğin örülmüş duvar gibi olmasını istemektedir: “Muhakkak ki Allah, kendi yolunda sağlam örülmüş bir duvar gibi saf bağlayıp omuz omuza savaşanları sever.” (Saff, 61/4)

Kardeşlik öyle olmalı ki kişi kardeşini kendisi gibi görmelidir. “Hiç biriniz, kendiniz için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe (tam anlamıyla) iman etmiş olmaz.” (Buhârî, “İmân”, 7; Tirmizî, “Sıfetü’l-Kıyâme”, 59) Başka bir hadiste de Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” (Müslim, “İman”, 93; Ebû Dâvûd, “Edebi”, 130, 131; Tirmizî, “Sıfetü’l-Kıyâmet”, 56, isti’zân, 1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 9, “Edeb”, 11)

Mü’minlerin Sevgisi de Nefreti de Allah İçin Olmalı

Allah Rasûlü bir gün ashabıyla otururken onlara şu soruyu sorar: “Allah’a en sevimli amel hangisidir?” Sahabiler de saymaya başlarlar; bazısı namaz, bazısı zekât, bazıları da cihat diye cevaplandırırlar. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle buyurur: Allah’a en sevimli gelen amel, Allah için olan sevgi ve Allah için olan nefrettir.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V/145) Başka bir hadiste ise sevgisi Allah için olmayan kişinin imanın zevkine varamayacağını bildirmiştir: “Hiçbir kul bir kişiyi ancak Allah için sevinceye, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre ve şirke dönmektense ateşe atılması kendisine daha sevgili oluncaya ve Allah ile Rasûlü kendisine başkalarından daha sevgili oluncaya kadar imanın tadını bulamaz.” (Buhârî, “Edeb”, 42)

Müslüman, kardeşinin yanında olursa Allah da onunla beraberdir. “Her kim bir Müslümanı dünya sıkıntılarının birinden kurtarırsa Allah da onu kıyamet gününde bir sıkıntıdan kurtarır. Kim darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık ihsan eder. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve ahirette, onun ayıbını örter. Kul (din) kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımındadır.” (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 60; Tirmizî, “Birve Sıla”, 19)

Allah’ın Nimeti Sayesinde Kardeş Oldunuz

Allah Teâlâ, Mü’minlerin, kafirlere ve birbirlerine karşı tutumunu şöyle belirtmektedir: “O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.” (Fetih, 48/29) Rasûlüllah (sav) ise Mü’minlerin birbirlerine karşı tutumunu şöyle tarif etmektedir: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte Mü’minleri bir bedenin misali gibi görürsün. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.” (Buhârî, “Edeb”, 27; Müslim, “Birr”, 66,67)

Rabbimiz, Mü’minlerin birlik beraberlik içinde kardeşçe yaşamalarını ayrılığa düşmemelerini, bölünüp parçalanmamalarını istemektedir. “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da Allah sizi kurtarmıştı.” (Âli Imrân, 3/103)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

426. Sayı Haziran 2018