Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

Davet Usulü Vuslatın Vusulüdür 2

  • 05 Haziran 2018
  • 1964 Görüntülenme
  • 426. Sayı / 2018 Haziran



Tebliğin temeli tevhid akidesine çağrıdır. Tebliğ gayet açık, net ve kesindir. İnsanlarda kendilerinden istenen konusunda özür bırakmayacak kadar tebliğ net ve yalındır. Herhangi bir karışıklığa, müphemliğe yer bırakmayacak yalınlık ve açıklık söz konusudur. Kabul edenler neyi kabul ettiğini, reddedenler neyi reddettiklerini kesinlikle bilmelidirler.

 

Tebliğe konu olan meselelerin açık delillerle ve beyanla yapılması muhatabın ikna edilmesinde önemli bir aşamadır. Basiretin açık delil, anlayış, kavrayış ve beyan boyutu, tebliğdeki “anlatma, öğretme ve genel anlamda düşün(dürt)me” faaliyetini de ihtiva eder. Delil ile konuşmak ikna edicilik ve inandırıcılık açısından olduğu kadar, kişinin bildiklerinin nefsinde yerleşik bir bilinç ve ilim halini almasına da sebep olur.

 

 

Davet ve Tebliğ sürecinin bir aşaması da tedriciliktir. Yeni bir insan, yeni bir cemiyet, yeni bir ümmet yetiştirmek birdenbire, sabahtan akşama gerçekleştirilecek bir iş değildir. İnsanların inançlarını, davranışlarını, alışkanlıklarını değiştirmesi kolay olmamaktadır. İnsanlar her yeni duyduklarını ya da öğrendiklerini hemen hayata geçirmemektedirler.

 

Kur’an’daki Tebliğ Metotları

1-Öncelik Metodu: Bu metod iki bakımdan değerlendirilebilir:

a- Konu Bakımından: Kur’an, akide yani inanç konusuna öncelik vermiştir. O halde insana iman aşılamanın, onun kuvvetini ve direncini kat kat artıracağı ifade edilebilir. Öyleyse Kur’an’la çok sıkı bir ilişki içerisinde olmalıyız ki özelde bu metod, genelde tüm metodlar gereği gibi ifa edilmiş olsun. (Bkz. Ahzab, 33/1 -2)

b- Muhatap Bakımından: Tebliğ ibadeti tertip ve tertili gerektirir. Rabbimiz buyuruyor:

“(Önce) en yakın akrabanı uyar.” (Şuara, 26/214) Bu ayet-i kerime, tebliğ yaparken muhatap bakımdan ailenin öncelikli olduğunu açıklamaktadır. Bu ayet aynı zamanda tebliğci ile muhatabın arasındaki güvenin önemini de ortaya koymaktadır. Demek ki tebliğ yapmadan evvel karşımızdaki kişinin en azından bizi tanıyor olması gerekir. İstisnai bir durum olmaksızın çocuklar ve gençler de öncelikli konumdadırlar.

2-Ortak Noktayı Tespit ve Öne Çıkarma Metodu: Tebliğ faaliyetinde akide merkezli müşterekleri ortaya çıkarmak esastır. Rabbimiz uyarıyor:

“İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla (Yahudiler ve Hıristiyanlarla) ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.” (Ankebut, 29/46)

Bu ayet ehli kitabı bile öncelikle ortak noktaya davet etmemizi söylerken, biz Müslümanlar birçok ortak noktamız olmasına rağmen birliğimizi bozma pahasına ayrıntılara takılıp düşmanlarımızı maalesef sevindiriyoruz. Dolayısıyla tebliğci muhataplarıyla anlaştığı veya anlaşabileceği noktalarda diyalog kurmalı ve bu konular üzerinde tartışmayı öncelemelidir.

3-Kıssa Metodu: Kıssalar hacim itibariyle Kur’an’ın yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Bu da açıkça göstermektedir ki tebliğciler – ki usulünü bilen herkes olabilir – çevrelerindekileri davet ederken kıssa metodunu çok sık kullanmalıdır. Özellikle çocuklar, gençler ve yaşlılar davet edilirken çok yüksek ihtimalle başarı sağlanabilir.

4-Tekrar Metodu: Usanmadan ve usandırmadan hakikatleri tekrar etmeyi Kur’an bizden ister. Hakikatleri tekrar etmek, Kur’an’ın üslubundandır. Rabbimiz buyuruyor: “Biz iyice düşünüp ibret alsınlar diye, bu Kur’an’da (olayları) türlü türlü (tekrar tekrar) açıkladık.” (İsra, 17/41); “Belki doğru yola dönerler diye, ayetleri tekrar tekrar açıkladık.” (Ahkaf, 46/27)

5-Temsil (Benzetme – Örneklendirme) Metodu: Kur’an’da yaygın olarak kullanılan metodlardan biriside Temsil metodudur. Rabbimiz buyuruyor: “Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).(O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer. Allah Teala sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.” (İbrahim, 14/24 –27)

6-Soru- Cevap Metodu: Kur’an, bazen de vereceği bilgilere ilgi ve dikkatleri çekmek için soru sorar. “Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? O ki, seni yaratıp, seni dilediği şekilde birleştirerek düz ve dengeli kıldı.” (İnfitar, 82/6-8) Aynı zamanda Kadir suresinde de Allah-u Teala kadir gecesinin ne kadar önemli olduğunu sormakta, aynı surede cevabını da vermektedir. Aynı durumu birçok surede görmek mümkündür.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

426. Sayı Haziran 2018