Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Kardeş Ayetler

Prof. Dr. Ali Akpınar

11. Ayet Hac İbadetindeki Ayetler

  • 05 Mart 2019
  • 2221 Görüntülenme
  • 435. Sayı / 2019 Mart



Hac ibadeti, İslam’ın temellerinden biridir. Gücü yeten mümine ömründe bir kere farz olan hac ibadeti, sadece hac yapanları ilgilendiren yahut mesajı hac günlerinde kalan bir ibadet değildir. Hac ibadeti, gücü yetsin yetmesin, hicaza gitsin gitmesin, her Müslüman’ı her gün ilgilendiren bir ibadettir. O, ruhuyla mümini ve ümmeti diri tutması gereken bir ibadettir. Hac öyle mesaj yüklü bir ibadettir ki, ömürde bir defa yapılan hac, bir ömür mümini idare eder/etmelidir.

 

Ömürde bir kere yapılması gereken hac ibadeti, bizi her zaman ve mekânda, her şart ve ortamda mümince Müslüman’ca duruşa hazırlayan uygulamalardır. Onun için de hac ibadetinde bizi Yüce Allah’a götüren, O’na yaklaştıran, bizi O’nun kılan sayısız ayetler, hikmetler, göstergeler vardır. Önemli olan hac farz olsun olmasın, hacca gitsin gitmesin her Müslüman’ın bu ruha sahip olması, bu ayetlerden nasiplenmesidir.

 

 

Özetleyecek olursak, ekin/ot bitmeyen dağ ve taşlarla çevrilmiş bir vadide kurulan Muazzam Ka’be,( Bkz.İbrahim, 14/37) asırlardır dünyanın dört bir yanından insanları kendisine çekmekle en büyük ayettir. Ka’be ve çevresinin senenin tüm mevsim ve günlerinde maddî ve manevî bereketlerle dolup taşması büyük bir ayettir. İnsanların orada huzur bulması, manevî doyuma ermesi bir ayettir.

 

 

 

Yüce Rabbimiz, ayetlerinde hac ibadetini bizlere emrederken hac ibadetinde ve bu ibadetin yapıldığı yerlerde pek çok ayetlerin olduğunu açıklar:

Doğrusu, insanlar için yapılmış olan ilk ev, âlemler için bir hida­yet ve bir bereket kaynağı olan Mekke'deki Ka’be'dir. Orada apaçık deliller/ayetler, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Gitmeye gücü yete­nin o evi ziyaret etmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir.”(Âli Imran, 3/96-97)

“Allah, hürmetli ev Ka’be'yi, hürmetli ayı, kurban'ı, boynu taşmalı kurbanlıkları insanların faydası için ortaya koydu. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın şüphesiz her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.” (Mâide, 5/97)

“Hac ve umreyi Allah için tamamlayın.” (Bakara, 2/196)

“İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler. Ta ki kendi menfaatlerine şahit olsunlar; Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun. Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Kabe'yi tavaf etsinler.”( Hac, 22/27-29)

Hac ibadeti, İslam’ın temellerinden biridir. Gücü yeten mümine ömründe bir kere farz olan hac ibadeti, sadece hac yapanları ilgilendiren yahut mesajı hac günlerinde kalan bir ibadet değildir. Hac ibadeti, gücü yetsin yetmesin, hicaza gitsin gitmesin, her Müslüman’ı her gün ilgilendiren bir ibadettir. O, ruhuyla mümini ve ümmeti diri tutması gereken bir ibadettir. Hac öyle mesaj yüklü bir ibadettir ki, ömürde bir defa yapılan hac, bir ömür mümini idare eder/etmelidir.

Haccın temel üç ruknü İhrama girmek, Ka’be’yi tavaf etmek, Arafat’ta vakfeye durmaktır. Mina’da dört gün şeytanlara taş atmak, Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yapmak, kurban kesmek de haccın önemli vecibelerindendir.

Kısaca söylemek gerekirse ihrama girmek, dünyevileşmemek, gerektiği zaman dünya ve dünyalıklardan sıyrılabilmektir. Asıl yurdu ahiret olan ve dünya hayatını cennet yurdunu kazanmak için kullanması gereken Müslüman, yalnızca hac günlerinde değil, her gün ve her saat bu ruhla yaşamalıdır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

435. Sayı Mart 2019