Ehl-i sünnet Kelam okulları, peygamberler olmaksızın insanların göçebe hayattan yerleşik hayata ve medeniyete geçip geçemeyeceklerini, şehirler kurup kuramayacaklarını, sanat, meslek ve bilim alanında ilerleyip ilerleyemeyeceklerini tartışmışlardır. Bu konuda Ehl-i sünnet âlimlerinin vardıkları sonuç, nübüvvete/peygamberliğe ait bir başlangıç olmaksızın insanî medeniyet mümkün değildir. İnsanlığın bugün sahip olduğu teknik medeniyet ilahi yol göstermelerle gelişmiş ve günümüzdeki seviyesine ulaşmıştır.
Ortadoğu’ya gönderilen peygamberler Azteklere de Mayalara da hatta başka yerlere de gönderilmiş olabilir. Bütün peygamberlerin sadece Ortadoğu’ya, Arap yarımadasına ve çevresine gönderildiği iddiası yanlıştır. Her topluma peygamber gönderilmiştir. Bunun en büyük kanıtı, dünyanın neresine gidersek gidelim, değerleri benimseme alanında; adalet, doğruluk, vefa, paylaşma gibi tevhidin kalıtımsal mirasına rastlanmasıdır.
Peygamberler ‘neden’ Avustralya ve Afrika’dan değil de Ortadoğu’dan çıkmışlardır?
Bir kardeşimiz; zihnimi kurcalayan sorulardan ilki, “neden peygamberler ABD’den ya da Avustralya’dan çıkmadı da hep Ortadoğu’dan çıktı”,ikincisi ise, “Hz. Peygamber (sav) neden Arap yarımadasından gönderilmiştir?” diye soruyor ve bu iki soruya cevap istiyor.
Değerli kardeşim, sorunuzun ilkine şöyle cevap verilebilir:
Bütün tarihi kayıtlar gösteriyor ki, insanlığın ilk yerleşim yeri, Mezopotamya ve Maveraünnehir bölgesidir. İslam inancına göre ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem (as)’dır. Rivayetlerde O ve eşi Hz. Havva validemiz Cennetten çıkarıldıktan sonra Mekke’de yaşamışlardır. Kur’an’a göre insanlık onların çocuklarından üreyip çoğalmışlardır: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının.” (Nisa, 4/1) Vefat ettiklerinde Hz. Âdem Mekke’ye, Hz. Havva’da Cidde’ye defnedilmişlerdir. Hz. Âdem’den sonra tevhid mücadelesinin önderleri olarak Hz. İdris ve Hz. Nuh peygamberler gönderilmişlerdir. İlahi vahiyle öğretilen ve onun yaptığı gemiye binenlerin/inananların dışındaki tüm insanlar tufanda yok olmuşlardır. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: “(Nihayet) Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut! denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cûdî (dağının) üzerine yerleşti.” (Hud, 11/44) İnsanlık tekrar tufanda kurtulan inanan kimselerden çoğalmışlardır. Bu sebeple Hz. Nuh(as) peygambere beşeriyetin ikinci atası denilir. Tufan, evrensel ölçekte bütün bir yeryüzünde meydana geldiğine göre insanlığın yaşadığı coğrafya yine Ortadoğu’dur. Nitekim insanlığın ilk yerleşim yeri olduğu konusunda Urfa/Harran Göbeklitepe’de yapılan son arkeolojik kazılar neticesinde elde edilen bulgular da bunu doğrulamaktadır.
İslam inancına göre, insanlığın ilk öğretmenleri, peygamberlerdir. Peygamberler, yüce Allah ile akıl sahibi kulları arasında dünya ve ahiret hayatlarıyla ilgili ihtiyaçlarının giderilmesinde elçilik görevi yapmışlardır. Allah her toplumu aydınlatmak için peygamberler göndermiştir: “Her ümmetin bir peygamberi vardır.” (Yunus, 10/47) Bilgi, Allah katından gelir: “De ki: O bilgi ancak Allah katındandır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Mülk, 67/26) Bütün Peygamberler, kendisine gelen ilahi bilgiyi içinden çıktığı topluma eksiltme ve artırma yapmadan aynı şekilde ulaştırmışlardır. Bununla birlikte peygamberler, birey ve toplum hayatının ihtiyaç ve yarar duyduğu her konuda model olmuşlardır: “Andolsun, Allah’ın resulünde sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzap, 33/21) Ayrıca, dini tebliğle görevlendirilen bütün peygamberler, şehirlerden çıkmıştır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız