Fas'a İslam, ilk dönemlerde ulaşmış ve kısa zamanda bütün ülkeye yayılmıştır. Tarih boyunca değişik yönetimlere şahit olan Fas 1912 yılında Fransızlar tarafından işgal edildi ve bu işgal 1956 yılına kadar sürdü. Fransız işgalciler Cezayir'de gerçekleştirdikleri katliam ve zulmün aynısını Fas'ta da gerçekleştirdiler. Fas bağımsızlığına kavuştuğu 1956 yılından bu yana da krallık rejimi ile yönetiliyor.
Bugün Fas'ta faaliyet yürüten onlarca İslami cemaat mevcuttur. Bunların bazıları devletin İslamileştirilmesini amaçlayan siyasi faaliyetlerde bulunurken bazıları sadece tebliğ ve eğitim çalışmaları yapmaktadır. Bu cemaatlerin çalışma metotları arasında da çeşitli farklılıklar var.
Resmi adı Mağrib Krallığı olan ancak Türkiye'de Fas diye bilinen ülkede kraliyet rejimi hâkim olmakla birlikte aynı zamanda bir parlamenter sistem mevcuttur. Bu sisteme göre siyasi partiler kurulabilmekte ve seçimler yapılmaktadır. Dolayısıyla hükümeti seçimlerde başarılı olan partiler kurabilmektedir.
Ancak Fas'taki kraliyet, İngiltere'deki gibi sembolik bir kraliyet değildir. Kral geniş yetkilere sahiptir. İdari mekanizmada da demokrasinin yuları onun elinde olduğu için gerek gördüğünde çekebilmekte veya gevşetebilmektedir. O yüzden siyasi partilerin, onların seçimlere girerek soktukları üyelerle oluşan parlamentonun ve bakanlıkların yetkileri kralın yetkilerinin başladığı yere kadardır. Son söz her zaman kralındır. Parlamentonun kabul ettiği kanunları veto etme ve gerek gördüğünde referanduma gitme yetkisi vardır. Siyasi partilerin kurulması tamamen kralın iznine bağlıdır. Dolayısıyla bazı İslamî oluşumların siyasi parti kurması kral tarafından özellikle engellenmektedir. Üyeleri seçimle belirlenen 395 sandalyeli parlamentosu var. Ancak parlamentonun yasama yetkisi kralın veto yetkisini aşamaz.
Bu itibarla parlamento bir yasama meclisi olmakla birlikte yetkileri sınırlandırılmış bir Danışma Meclisi konumundadır. Ama ülkede demokratik bir sistemin hâkim olduğunun izharı açısından seçimlere ve çıkan sonuçlara göre şekillenen parlamento aritmetiğine hükümetin şekillenmesinde önem verilmektedir. Dolayısıyla parlamentoda en fazla sandalye elde eden partinin genel başkanına hükümeti kurma görevi verilmesi bir gelenek halini almıştır.
Arap Baharı rüzgârının esmesi üzerine Fas'ta bir Anayasa değişikliği referandumu yapıldı. Yeni Anayasa, katılanların %98.5'inin onayıyla kabul edildi. Ancak kralın yetkilerini çok fazla sınırlandırmadı. Başbakanın yetkilerini biraz genişletti, parlamentonun etkinliğini nispeten artırdı ve yargı bağımsızlığını biraz daha belirginleştirdi.
Bu ülkedeki nüfusun % 98.5'i Müslüman’dır. Fas'a İslam, ilk dönemlerde ulaşmış ve kısa zamanda bütün ülkeye yayılmıştır. Tarih boyunca değişik yönetimlere şahit olan Fas 1912 yılında Fransızlar tarafından işgal edildi ve bu işgal 1956 yılına kadar sürdü. Fransız işgalciler Cezayir'de gerçekleştirdikleri katliam ve zulmün aynısını Fas'ta da gerçekleştirdiler. Fas bağımsızlığına kavuştuğu 1956 yılından bu yana da krallık rejimi ile yönetiliyor.
Bu ülkede krala resmiyette "emirü'l-müminin (müminlerin emiri)" sıfatı verildiğinden, kral kendisinin üzerinde zaten İslam'ı uygulama ve Müslümanların haklarını savunma yükümlülüğünün olduğunu dolayısıyla, devlete yönelik bir İslami harekete ihtiyaç olmadığını ileri sürmektedir. Fakat bu ülkede de devletin İslam'ı hayata hâkim kılma konusundaki uygulamalarından hoşnut olmayan ve toplumu bilinçlendirme, İslam'ın hükümlerinin devlet eliyle uygulanmasını sağlama iddiasıyla muhtelif cemaatler, oluşumlar ortaya çıkmıştır.
Çünkü kralın, kendi üzerinde İslam'ı uygulama ve Müslümanların haklarını savunma yükümlülüğünün olduğu iddiası doğru olmakla birlikte o bu yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğinden İslam'ı bir bütün olarak devlete hâkim kılmayı amaçlayan siyasi hareketlerin güçlenmesini sağlayan sebepler de kendiliğinden oluşmuştur.
Bugün Fas'ta faaliyet yürüten onlarca İslami cemaat mevcuttur. Bunların bazıları devletin İslamileştirilmesini amaçlayan siyasi faaliyetlerde bulunurken bazıları sadece tebliğ ve eğitim çalışmaları yapmaktadır. Bu cemaatlerin çalışma metotları arasında da çeşitli farklılıklar var.
Fas'taki İslami cemaatler içinde en geniş kitle tabanına sahip olan ve faaliyetlerini en geniş alana yayan cemaatin Islah ve Tecdid Cemaati olduğunu söyleyebiliriz. Bu cemaatin lideri Abdulilah Benkiran'dır. Bu cemaat önceleri "İslami Cemaat" adıyla faaliyet yürütüyordu.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız