Peygamberler gönderildikleri toplumlara vahyin rehberliğinde rahmet vesileleri olmuşlardır. Toplumları karanlıklardan aydınlığa çıkaran, cehaletten kurtarıp vahiyle buluşturan, sefaletten ve rezaletten ahlaki erdemlere ulaştıran, adavetten kardeşliğe kavuşturan rehber kişiler olmuşlardır. Onları süfli düşüncelerden ve yaşantılardan kurtarıp ulvi gaye ve hedeflere yöneltmişlerdir. Yaşadıkları dönemlerde hak ve hakikatin savunucuları, erdem ve faziletin temsilcileri, ahlak abideleri olmuşlardır.
“Andolsun ki biz her ümmete, Allah’a kulluk edin, sahte tanrılardan uzak durun, diyen bir elçi gönderdik.” (Nahl, 16/36)
Kur’an da Risalet’le ilgili unsurlar; peygamberlik, peygamberlerin kavimleri ve onlarla olan mücadeleleri, peygamberlerin mesajları, melekler, vahiy, kitaplar ve mucizeleri de içine alacak şekilde geniş bir yelpazede anlatılır. Kavramsal olarak nebi veya enbiya (haber verici) resul, rusul veya mürsel (elçi) kelimeleriyle yüzlerce ayette işlenmiş ve resul kelimesiyle bazen meleklerde kastedilmiştir. Konunun işlendiği bu yerlerde peygamberliğin gerekliliğinden ve lüzumundan, peygamberliği Allah'ın dilediği kimselere vereceğinden, bunlar arasında inanma konusunda ayırım yapılmaması gerektiğinden, Peygamberlerin özellikleri gibi hususlara da özel vurgular yapılmıştır. Kur’an da yirmi beş peygamber isimleriyle zikredilir. Bunlardan bazılarının vahye muhatap oluşları, özellikleri, mücadeleleri ve yaşantılarından uzun uzadıya kıssalar da bahsedilirken bazılarından da isim olarak bahsedilir. Bazı peygamberlerde Kur’an surelerine isim olmuştur. Kur’an’daki bu anlatımlardan hareketle peygamberlerin gönderiliş gayeleri ve toplum içerisindeki rolleri şu başlıklar altında zikredilebilir.
1-Vahye muhatap olmak ve vahyi kabul etmek:
Rabbimiz Teâlâ vacibu’l vucud olduğundan diğer varlıklar gibi değildir. Bundan dolayı da insanlarla doğrudan iletişim kurmaz. Allah’la kulları arasındaki iletişim ağı vahiydir. Vahiy mahiyetini ancak Peygamberlerin idrak edebildiği özel bir iletişim tarzıdır. Allah’ın bu mesajı peygamberler dışında ki kullar tarafından idrak edilememektedir. Bu iletişim bazen elçi aracılığıyla bazen direkt, bazen de perde arkasından olur.
“Herhangi bir beşer ile Allah’ın konuşması ancak vahiy ile yahut perde arkasından ya da bir elçi gönderip, izni ile dilediğini vahyetmesi şeklinde olabilir. Muhakkak ki O çok yücedir, engin hikmet sahibidir.” (Şura, 42/51)
Rabbimiz, mesajlarını kullarına ulaştırmak için bu yolları kullanmıştır. Vahiy, ilahi bir iletişim tarzı olduğu için özel yollarla, özel bir şekilde, özellikli kişiler vasıtasıyla olmuştur. Bunu da ancak Fıtri yapı ve özellikleriyle, güvenilirlik ve güzel ahlaklarıyla temayüz etmiş insanlar yerine getirebilirler. Bunlarda insanlar arasında Rabbimizin seçkin kıldığı, seçtiği peygamberler olmuştur. Peygamberlerin en önemli rollerinden biri budur. Son peygamberle bu iletişim yolu da kapanmıştır.
“De ki: Ben sadece sizin gibi bir beşerim; bana tanrınızın tek tanrı olduğu vahyedilmiştir, O’na yönelin, O’ndan bağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay haline!” (Fussılet, 41/6)
“Biz Nuh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. (Nisa. 4/163)
2-İnsanları tek olan Allah'a kulluğa çağırmak, İnanılması gereken hususlara iman etmeye ve kendilerine itaate davet:
Peygamberlerin ilk ve en önemli görevleri budur. İlk peygamberden son peygambere kadar bütün peygamberlerin gayret ve çabaları tevhid inancına davet olmuştur. “Lâ ilâhe illallah” çağrısı, İnsanları sahte ilahlara ve rablere kulluktan kurtarıp bir ve tek ilah olan Allah’a kul olmaya davet etmektir. Şeytana ve sahte ilahlara hayır diyerek gerçek Rabbe kulluğa çağırmaktır. Peygamberler insanları “Allah’tan başka ilah yoktur” diyerek tevhid inancına davet ederken onlara inanılması gereken sahih inanç esaslarını anlatmış, öğretmiş,batıl ve yanlış yolları göstermiş,kendilerine uyulup itaat edilmesini istemişlerdir.
“Andolsun ki biz her ümmete, Allah’a kulluk edin, sahte tanrılardan uzak durun, diyen bir elçi gönderdik.” (Nahl, 16/36)
“Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona, Benden başka ilâh yoktur, şu halde bana kulluk edin, diye vahyetmiş olmayalım.” (Enbiya, 21/25)
“Biz her peygamberi ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik.” (Nisa, 4/64)
3-İnsanlara dini tebliğ etmek, helâli-haramı açıklamak ve anlatmak, pratik yaşayarak örnek olmak:
Rabbimizin mesajları muhkem ve müteşabih olarak indirilmiştir. Tebliğ edilip yaşanmak için indirilen bu mesajların bir kısmı da açıklanmaya ve pratik olarak uygulamaya muhtaç olduğu halde vahyolunmuştur. Bunun için Rabbimiz aynı cinsten elçiler seçmiştir. Bu elçilerin görevlerinden biride mesajları almak, özümsemek, tebliğ edip açıklamaktır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız