Dua, insanın maddi ve manevi hayatını dizayn eden en önemli argümandır. İnsanın fıtratına kodlanmış kulluk ameliyesidir. Dua, insanın hayatını söz ve amelleriyle ilmek ilmek örmesidir. Adeta kişinin geleceğini -kavli ve fiili dualarla- inşa etmesidir.

Ameller nasıl niyetlerle karşılık buluyorsa kavli duada ancak fiili dua ile karşılık bulur. Dil ile kalp arasında, söz ile eylem arasında uygunluk olmalıdır. Fiili duaya niyet ve gayreti olmayan kişinin kavli duası beyhudedir.

Dua, başlı başına ibadettir, hatta ibadetlerin özüdür.“Dua ibadetin özüdür.”(Tirmizî, “Deavât”, 1) İnsanın Allah katındaki değeri duası iledir. “De ki: Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin!” (Furkan, 25/77) Dua, kulluğun en önemli sembollerinden ve tezahürlerinden birisidir.“Allah Teâlâ katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.” (Tirmizî, “Deavât”, 1)

Dua, kâinatın kulluğu içerisinde yüce yaratıcıya kalp ve lisan ile yönelerek kullukta kâinata eşlik etmektir. Dua, insanın kâinat içerisinde yalnız olmadığının Rabbinin kendisi ile beraber olduğuna inanmasının fiili göstergesidir. Yüce yaratıcı ile irtibat kurmak ve gönül bağı oluşturmaktır. Bu yönüyle de dua, Rabbimizin davetine karşılık vermektir.

“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara, 2/186)

Dua, insan için güven ve umut kaynağıdır. Rabbimizin rahmet ve mağfiretini celbeden en önemli ibadet türüdür. Acziyetin kavli ve fiili ifadesidir. Hata ve günahlara karşı panzehir, bela ve musibetlere karşı en güvenli limana sığınmaktır.

“Sizden her kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmıştır. Allah’tan istenilen şeyler arasında O’na en sevimli geleni, afiyettir. Rasûlullah (sav) konuşmasına şöyle devam etmiştir: Dua, başa gelen ve henüz gelmeyen belaya karşı fayda sağlar. Öyleyse ey Allah’ın kulları, duaya sarılın!” (Tirmizî, “Deavât”, 101)

Dua, bazı ayetlerde namaz olarak da geçer. Çünkü “salat”ın bir anlamı da duadır. Namaz, içerisinde birçok ibadet türünü barındırır. Bunların birçoğu da dua ile direkt ilişkilidir. Bu yönüyle namaz ve dua yardım isteme aracı, vesilesi olmaktadır.

“Sabır ve namazla(dua ile) yardım dileyin. Bu şüphesiz, huşu duyanların dışındakiler için ağır bir yüktür.” (Bakara, 2/45)

“İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. (Yunus, 10/12)