Dualar ve ibadetler kulu Yaratıcıya yakınlaştıran eylemlerdir. İnsan duasıyla Rabbinin rahmetine sığınmalı, dua etmede yorgunluk-bıkkınlık hissetmemeli, ısrarcı olmalı. İnsanın çaresizliğe düştüğü vakitler insana dua vaktinin geldiğini hissettiren, insana kul olduğunu hatırlatan işaretlerdir, kulun Rabbiyle buluşma vakitleridir.
Dua ile insan sonsuz güç ve bilgi sahibi, tüm varlıkların tek hâkimi olan Yüce Allah’a sığınır, halini arz eder. İnsan Allah’ı görmese de Allah’ı yanı başında, kendine şah damarından daha yakın olduğunu, duasını işittiğini ve kendini gördüğünü düşünür ve kabul eder.
Dua, hangi dinde olursa olsun tüm dinlerin temelini oluşturur. Dua sözlükte; “Çağırmak, davet etmek, yardım istemek…” anlamlarına gelmektedir. Terim olarak dua; “İnanan kişinin Allah’la iletişim kurması, O’na yalvarıp-yakarması, yardım dilemesidir. İnsanın Allah’a yönelmesi, O’ndan bir şeyler istemesi, Allah’ın üstün/aşkın bir varlık olduğunu kabullenişidir.
Dua, maddi-manevi bir arzunun gerçekleşmesi, çaresizliğin, mahrumiyetin, sıkıntının giderilmesi için Allah’a sunulmuş bir dilekçedir, kulluk bilincinin en üst düzeye çıktığı andır.
Dua, insanın düşüncesini, duygularını, algılarını, tutum ve davranışlarını, kısaca tüm kişiliğini etkiler. Duadaki samimiyet, süreklilik duanın en etkili gücünü oluşturur.
Dua ve ibadetle kişi karamsarlıktan, endişelerden büyük oranda korunur. Çünkü dua insanın gelecekle ilgili kaygılarını azaltır, hayata karşı olumlu bakış kazandırır, kişiye yalnız olmadığını hissettirir, zorluklarla-güçlüklerle baş etme, yılmama, sabretme, başarma gücü kazandırır, cesaret ve güven duygusu verir. Efendimiz (sav): “Dua, müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.” (Hâkim, Müstedrek, I/492) buyurur. Mümin, duası sayesinde nefsin hilelerinden, şeytanın vesveselerinden korunabilir. “Dua ibadetin iliği, beyni ve özüdür.” (Tirmizi) Yüce Allah;
“Kullarım sana, benden soracak olurlarsa, şüphesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim...” (Bakara, 2, 186) buyurur.
Ayeti Kerimede duaya teşvik edilmekte ve yapılan duaların karşılıksız kalmayacağı müjdelemektedir. Dualar ve ibadetler kulu Yaratıcıya yakınlaştıran eylemlerdir. İnsan duasıyla Rabbinin rahmetine sığınmalı, dua etmede yorgunluk-bıkkınlık hissetmemeli, ısrarcı olmalı. İnsanın çaresizliğe düştüğü vakitler insana dua vaktinin geldiğini hissettiren, insana kul olduğunu hatırlatan işaretlerdir, kulun Rabbiyle buluşma vakitleridir.
Dua, kişinin kendisiyle, çevresiyle ilişkisini yeniden düzenleyen bir davranıştır. İnsanın hayata ve olaylara daha geniş perspektiften bakmaya başlamasını sağlar.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız