Dua, dua edileni büyük tanımak, büyüklük mevkiine oturtmak, büyüklüğünü, gücünü kuvvetini kabul etmektir. Öyleyse dua eden kişiyi, bu duası her an Rabbinin karşısında ve O’na muhtaç olduğu şuuruna götürecektir.
“Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu bana ibadet etmekten büyüklenen müstekbirler cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.” (Mümin, 40/60)
Bir kişinin Allah’a en yakın olduğu zaman, sabırla ve duayla birlikte olduğu zamandır. Dua, Allah’la beraber oluştur. Rabbimiz, bizi kendisine muhatap kabul ediyor, bize yöneliyor ve bizzat kendisi bizim sorularımıza cevap verme lütfunda bulunuyor. “Yakınım,” diyor, “dualarınızı işitirim,” demiyor; “siz bana dua edince ben anında icabet ederim,” diyor. Bu ayeti kerimede anlayabildiğimiz kadarıyla bize anlatılmak istenenleri şöyle özetleyebiliriz:
1- Allah bize bizden, bize her şeyden daha yakındır. Bize şah damarımızdan daha yakındır Allah. Buna göre mademki Allah bize bu kadar yakındır, o halde:
a. Allah’a dua ederken onu uzakta bilip, işitmez zannedip bağırıp çağırmanın, hoplayıp zıplamanın anlamı yoktur. Nitekim birilerinin böyle yüksek sesle bağırıp çağırarak dua ettiklerini gören Allah’ın Rasülü şöyle buyurmuştur:
“Sizler sağıra ve gaibe dua etmiyorsunuz. Her halde işiten ve yakın olan birine dua ediyorsunuz.” (Müslim, “Zikir”, 44)
b. Madem ki Allah bize bizden ve herkesten yakındır, o halde duada birilerinin aracılığına ne gerek var? Aracı kullanmaya da gerek yoktur. Bir kere Rabbime ben kendim bizzat dua edebilmeliyim. Birilerinin gölgesinde, birilerinin vasıtasında dua ederek şahsiyetimin ezilmesine gerek yoktur. Bundan sonra kime boyun eğecek ki mümin? Kimden korkacak ki? Kime sığınacak? Allah kendisine o kadar yakın ki, “Ya Rab!” dediği anda telsizsiz, telefonsuz, aracısız anında duyan bir Allah’la karşı karşıyaysa, aracılara ne gerek var? Hiç kimse kişiye Allah kadar yakın olmadığına göre, aracılar kullanarak veya Allah’a gönderdiği davetiyenin üzerine, zarfın üzerine başkalarının ismini yazarak şirke düşmesinin de anlamı kalmamıştır.
2- Günahsız bir ağızla dua etmeye çalışmalıyız. Allah’ın Rasülü şöyle buyurmuştur:
“Kişi günah işleyip sıla-i rahîmi kesmedikçe ve de acele etmedikçe, Allah-u Teâlâ onun duasını reddetmez." (Tirmizi)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız