İnsan Allah'ın Binasıdır , Mustafa Çelik
Sayı : 505   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

İnsan Allah'ın Binasıdır

  • 31 Aralık 2024
  • 21 Görüntülenme
  • 505. Sayı / 2025 Ocak



Hiç bir mümin Kâbe'ye hakaret etmez, Kâbe'ye zarar verici bir davranışa cesaret edemez, saygısızlık yapamaz. Buna karşın Kâbe'den daha değerli olan insanın canı ve şerefi konusunda aynı hassasiyeti maalesef göstermiyor. Kâbe'yi yıkmak ve kırmak için kendisine dünya bahşedilse asla kabul etmez, ama çok basit gerekçelerle insanın canı, malı ve şerefini yok edebiliyor. Ustası insan olan Kâbe'ye hürmet ederken, ustası Allah olan İnsanı hiçe sayabiliyor.

Ebter insan; kadük insandır, tek boyutludur. Sadece kendi nefsini, cesedini düşünür. Hazzın ve hızın peşinde koşar ve hazzı hukuk sebebi sayar. Ebter insan, Kur'an'ın reddettiği insandır. Kevser insan, çok yönlü, çoklu insandır. Akıl ile kalbi, dünya ile ahireti, din ile hayatı birleştiren bereketli, üretken insandır. Kur'an'ın inşa ettiği, takdir ettiği insandır.

Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, yaratılmışların en onurlusu kılan, varoluş gayemizi onurlu bir hayat olarak tayin eden, bunun için yolumuzu aydınlatacak kitaplar ve peygamberler gönderen ve bizleri Hz. Muhammed (sav)'in örnek ve önderliğiyle onurlandıran Yüce Rabbimize ne kadar hamd ü senâlar etsek azdır.

Erdemin, onurun, izzetin, şerefin, haysiyetin, keremin, itibarın, değerin, vakarın ve mürüvvetin en güzel hâlini bizlere öğreten, insanlığın onuru, hâtemü'l-enbiyâ, sirâc-ı münîr, Fahr-i Kâinat Efendimiz, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya ne kadar salât-ü selâm etsek azdır.

İnsan, Allah-û Teâlâ tarafından ahsen-i takvim mertebesi üzere eşref-i mahlûkat olarak yaratılmıştır. İnsanın bir meta haline dönüştüğü; insan onurunun göz ardı edildiği, zedelendiği, ayaklar altına alındığı; insanlığın kaybolmaya yüz tuttuğu; insanı onursuzlaştırma, itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar hâline geldiği günümüzde vakit, İslâm'ın insana verdiği değeri yeniden hatırlama ve hatırlatma vaktidir.

İslâm'da insan güvendedir ve kıymeti teminat altındadır. Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Çünkü İslâm ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde beşikten mezara kadar hayata hâkim değildir. İslâm'ın hâkim olmadığı yerde insan tehlikededir.

İslâm'ın insana takdir ettiği kıymeti idrak edebilmek için; kalbin direnişine, aklın da dirilişine ihtiyaç vardır. İnsanı mükerrem ve biricik, hayatı ise kutlu bilen bir bakış, İslâmi bakıştır. Allah-û Teâlâ buyuruyor:

"Andolsun, biz insanoğlunu mükerrem/şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık." (İsra, 17/70)

Nass-ı Kur'an ile sabit olmuş ki; İnsan mükerremdir müptezel değildir. İnsana müptezel muamelesi yapanlar, beşeriyetin rezilleridir. İnsanın hiçbir uzvu -velev ki kılı dahi olsa- pazarlık konusu edilemez. İnsanın "eder"i yoktur. Ve "Algı yönetimi" ile insan düşürülemez. Hatta "Algı yönetimi", sonuçta politik gaye güden bir toplum mühendisliğidir. Toplumu güdülemek için insanları koyun yerine koyup onlara çobanlık taslamaktır. Bize "Raina" demeyin, "unzurna" deyin denildi. Bizi sürüleştirmek isteyenlerin kendileri İlahlık ve Rablik taslayanlardır.

Algıların ağına takılan insan yok hükmündedir. Çünkü Algı "karşılıksız çek" gibidir. Var sandığınız bir yokluk, moda tabiri "artırılmış sanal gerçeklik". Ya da DeepFake, yani "Derin aldanma/aldatma". Gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şeydir. İnsanın 4 asli unsuru, ruh, akıl, nefs, can'dır. Ruh mukaddestir, ölümsüzdür ve hasta da olmaz. Bu dörtte sadece akıl ile bilgi ve irade sahibi olur insan. Onu diğerlerinden ayırıp kişi haline getiren nefsidir ve nefs dünyevi hazlara meyyal, kendi kişiliğini öne çıkaran "ben" diyen biridir ve bu karakteri ile şeytanın yaklaşmak için fırsat kolladığı makamdır

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

505. Sayı Ocak 2025