İmanda ve itikatta israf: Fâsıklarla beraber olursan, o zaman, in'ikâs dolayısıyla fâsıklaşma başlar. Cenab-ı Hak Tahrîm Suresi'nde, iki peygamber karısının cehennemlik olduğunu bildiriyor. Çünkü onlar fâsıklarla beraber oldu. İtikatlarını kaybettiler, kendilerini ziyan ettiler. İmanı zaafa uğratmak, ekseriyetle fâsıklarla beraber olmanın neticesinde oluyor.
İlimde israf: Allah korusun, okuyor, okuyor, okuyor; mârifetullahtan hiçbir şey yok. Okuduğunu hayata geçirmiyor. Bu ilim; "(faydasız ilim)." İsterse bu ilim hadis ilmi olsun, fıkıh ilmi olsun, tefsir ilmi olsun. Cenab-ı Hak Cuma Suresi'nde o âlimlere "kitap yüklü merkepler gibidir" (Cuma, 62/5) buyuruyor. Zihinde kalmış, kalbe intikal etmemiş, tatbikata geçmemiş o ilim.
Cenab-ı Hak:".Saçıp savurma!" (İsrâ, 17/26) buyuruyor.
Demek ki burada -Allah korusun- saçıp savurmak, çok büyük tehlike. Yani kendine kullanıyorsun, Allah'ın emaneti olan malı kendine kullanıyorsun.
O zaman israf nedir? Bu israf, aşağılık duygusunu bastırma hareketidir.
İmanda ve itikatta israf: Fâsıklarla beraber olursan, o zaman, in'ikâs dolayısıyla fâsıklaşma başlar. Cenab-ı Hak Tahrîm Suresi'nde, iki peygamber karısının cehennemlik olduğunu bildiriyor. Çünkü onlar fâsıklarla beraber oldu. İtikatlarını kaybettiler, kendilerini ziyan ettiler.
İmanı zaafa uğratmak, ekseriyetle fâsıklarla beraber olmanın neticesinde oluyor.
Cennetlikler, Müddessir Suresi'nde, cehennemliklere sorarlar, Sekar cehennemine, uzaktan sorarlar:
"-Siz ne yaptınız da Cehennemlik oldunuz?" derler.
Onlar da beş madde sayarlar, cehennemlik olmalarının sebebine. Onlardan biri de; "bâtıla dalanlarla beraberdik derler, fâsıklarla beraberdik" derler. (Bkz.Müddessir, 74/40-47)
Onun için, birinci; iman ve itikatta israf.
İkincisi; ibadette israf: Namazımızı tâdil-i erkân ile kılmak lâzım. Namaz çok büyük nimet. Oruç büyük bir nimet.
".Umulur ki takva sahibi olursunuz." (Bakara, 2/183) buyruluyor.
Bize oruç, merhametimizi hatırlatacak; Allah'ın nimetlerini hatırlatacak.
Namaz çok mühim. Cemaatle kılacağız namazı. Her şeye vaktimiz var, cemaatle kılmaya da vaktimiz olacak.
Yemek yemeye vaktimiz var, su içmeye vaktimiz var, dünyevî işler içinde koşmaya vaktimiz var. Fakat esas vaktimizi biz, ibadette harcayacağız, ibadeti israf etmeyeceğiz.
Orucumuzu -Allah korusun- yalan, gıybet, vs. dedikodu.("Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay hâline!" (Hümeze, 104/1)
Bunlarla orucumuzu ziyan etmeyeceÄŸiz, israf etmeyeceÄŸiz orucumuzu.
Zekât, sadaka, infak. Bunu da enâniyetle vermekle israf etmeyeceğiz. "İmhâ etmeyin" buyuruyor, "yok etmeyin" buyuruyor "verdiğiniz sadakaları" Cenâb-ı Hak. (Bkz. Bakara, 2/264)
"Ben" olmayacak "Yâ Rabbi, daima Sen!" olacak.
Hac ibadeti öyle: Refes yok, fısk yok, cidâl yok.
Zamanda israf: En zoru, en korkuncu bu. Onun için insan hiç farkında değil zamanda israfın. Fakat zamanda israfın insan nerede farkına varır? Son nefeste farkında olacak.
Cenab-ı Hak son nefesten bir manzara bildiriyor:
"Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim, beni yakın bir zamana kadar (az bir zaman) geciktirsen de (ölümümü) sadaka versem ve salihlerden olsam demeden önce, verdiğimiz rızıklardan infak edin
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız