Ä°sraf konusunu iÅŸlerken akıldan hiç çıkarılmaması gereken bir husus var. Mal ve paradan daha önemlisi: Zamanın israfıdır. Ömrün israfı; insanın israfı demektir. Yani zamanını israf eden kimse; kendisini israf ediyor aslında. Bu, hem dünyanın, hem de ahiretin kaybıdır.
Müslüman; Hakk’a yönelmiÅŸ, takvayı kuÅŸanmış, bilinçli, muktesit, mutedil, vasat insandır. Haddini bilir. Kendisine çizilen sınırları aÅŸmaz. Cimri de deÄŸildir, israfçı da… Malını da, parasını da, zamanını da gerektiÄŸinde, gerektiÄŸi kadar harcamakta tereddüt etmez. Gerekiyorsa, can vermekten de çekinmez. Ne ki; onun, israf sınırını aÅŸarak boÅŸ yere harcayacağı malı da yoktur, zamanı da, canı da…
Ä°sraf edilen elektrik, su, çöpe atılan ekmek ve yiyecekler, alınıp kullanılmayan elbiseler, ayakkabılar, ev eÅŸyaları, diÄŸer eÅŸyalar, araç ve gereçler… Hatta okunmayan, hapsedilen, sadece kitaplıkları süsleyen kitaplar… Alınıp da faydalanılmayan bütün eÅŸyalar israftır, haramadır. Kullanılmayacaksa, ihtiyacı olanlara verilmelidir.
Bazı yerlerde toplu yemeklerden sonra adettir; yemek duası yapılır. ÇoÄŸu kez duaya bir ayetle baÅŸlanır. Allah’ın israf edenleri sevmediÄŸi hatırlatılır. Bilmeyen, duymayan yoktur bu ayeti: “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A'raf, 7/31; Enam, 6/141)
Bilinçsizce, koro halinde; “Âmin.” derler fakat sular açılmış, yarısı içilmemiÅŸtir, dökülür. Tabaklarda yemeÄŸin yarısı kalır ve çöpe atılır. Ülkemizde yıllık on dört milyon ekmeÄŸin çöpe atıldığı bildiriliyor. Hele son zamanlarda yapılan düÄŸünlerde gereksiz (hatta haram iÅŸlenerek) yapılan masrafın ve israfın haddi hesabı yok. Kurulacak bir yuvanın temeli; Allah’ın hoÅŸ görmediÄŸi haramlar iÅŸlenerek atılıyor. Sonra da kalkıp: “Bu ailede neden huzur yoktur?” diye yakınıyor insanlar. Haram iÅŸlenerek kurulan bir yuvada huzur olur mu? “Kalpler, ancak Allah’ı anmakla (yani Allah’ı hatırlayıp O’nun emrine uymakla) huzur bulur.” (Ra'd, 13/28) Haramda huzur olmaz.
En büyük örnek insan (sav) buyurdular ki: “Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve kibre kaçmayınız.” (Buhari, “Libas”i 1; Nesai, “Zekât”, 66, (5, 79)
Allah’ın memnun olmadığı bütün harcamalar israf kapsamındandır.
Ä°srafa o kadar bulaÅŸmışız ki; ibadetlerimizde bile israfa giriyor, haram iÅŸliyoruz. “Ä°badetlerde de haram olur mu?” diyebilirsiniz. Oluyor. Birçok insan bunun farkında bile deÄŸil. Mesela: Abdest alırken lazım olduÄŸu kadar su alıp musluÄŸu kapatmayan; suyu boÅŸa akıtan bir Müslüman, haram iÅŸleyerek ibadet etmektedir.
Abdullah Ä°bni Amr (ra) anlatıyor: “Rasulullah (sav), abdest almakta olan Sad'a uÄŸramıştı: Bu israf da ne? buyurdular. Sad: Abdestte de israf olur mu? dedi. Peygamber (sav): Evet, akan bir nehir üzerinde olsan bile.” (Ä°bn Mace, “Tahâret”, 48) buyurdu.
Nehirde abdest alırken bile suyu iktisatlı kullanmayı emreden bir hayat tarzı… Ä°ÅŸte Ä°slam’ın güzelliÄŸi!
Söz buraya gelmiÅŸken ÅŸu hususa da deÄŸinmeden geçmeyelim: Ä°sraftan kaçınırken, cimrileÅŸmemeli de insan. Ölçülü ve dengeli harcama yapmalıdır. Ä°frattan da, tefritten de sakınmalıdır. Ailesine, yakınlarına, misafirlerine, ihtiyaç sahiplerine -gerektiÄŸinde, gerektiÄŸi kadar- harcamaktan, ikram, infak ve tasadduk etmekten çekinmemelidir. Rabbimiz ölçüyü koyuyor: “(Onlar), harcadıklarında (infak ettiklerinde) ne israf, ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan, 25/67) buyuruyor.
Helal yoldan kazanmak ibadet olduÄŸu gibi; Allah’ın koyduÄŸu ölçüler dâhilinde, helal olan yerlere harcamak da ibadettir. Sadece zekât, infak ve sadaka deÄŸil; kiÅŸinin kendi ihtiyaçlarını ve ailesinin ihtiyaçlarını görmesi de ibadettir.
Ä°sraf konusunu iÅŸlerken akıldan hiç çıkarılmaması gereken bir husus var. Mal ve paradan daha önemlisi: Zamanın israfıdır. Ömrün israfı; insanın israfı demektir. Yani zamanını israf eden kimse; kendisini israf ediyor aslında. Bu, hem dünyanın, hem de ahiretin kaybıdır.
Zaman çok deÄŸerli. ÂdemoÄŸlunun, harcadığı zamana karşılık elde ettiÄŸi ÅŸey; zamandan daha deÄŸerli deÄŸilse zarardadır. Ä°nsan, zamanı israf edince; zaman da, insanı israf ediyor. Aslında tükenen; zaman deÄŸil, insandır. Bizzat insanın kendisidir.
Ä°nsanların çoÄŸu, ömrü boÅŸ ÅŸeylere harcıyor. Bir daha ele geçmeyecek, paha biçilmez vakitler, israf haramına yem olarak sunuluyor.
Rabbimiz, kurtulan / kurtulacak olan müminleri açıklarken, ikinci sıraya bu konuyu alıyor: “Onlar (O kurtulacak olan o müminler) ki; lağıvdan (haramlardan, boÅŸ ve anlamsız ÅŸeylerden; faydasız, düÅŸünce, söz ve davranışlardan) yüz çevirirler.” (Muminun, 23/3) buyuruyor.
Müslüman, sadece boÅŸ ÅŸeyler konuÅŸmaktan uzak durmakla yetinmez. Faydasız ÅŸeyler konuÅŸanlardan da uzak durur: “(Müslümanlar) lağıv (faydasız) söz iÅŸittikleri zaman; ondan yüz çevirirler. Bizim iÅŸlerimiz bize, sizin iÅŸleriniz de sizedir. Selamun aleykum (Selâm size.) biz cahilleri istemeyiz, derler.” (Kasas, 28/55 Bkz. Furkan, 25/72)
Hayat; Ä°slam’ı öÄŸrenmek ve yaÅŸamaktan ibarettir, diyoruz. YaÅŸamaktan maksadın; Allah’a kulluk etmek olduÄŸunu söylüyoruz. Ä°yi de, Allah’ın emirlerini öÄŸrenmeye ne kadar zaman ayırıyoruz? Dakikalar bile bizim için çok önemliyken; saatler, günler, aylar, yıllar geçip gidiyor boÅŸ yere. Ä°slam ile kiÅŸiliÄŸimizi inÅŸa etmekle sorumlu olduÄŸumuzu bildiÄŸimiz halde; her geçen gün Ä°slami kimliÄŸimizden nice güzelliklerimizi yitiriyoruz. Hayatımızda Ä°slam’dan ne kaldı? Ä°nancımız, kulluÄŸumuz, aile hayatımız, sosyal, siyasi, iktisadi, ahlaki yaÅŸama tarzımız vahye ne kadar uyuyor? En azından bunun için bir gayret sarf ediyor muyuz?
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız